evet cehenemde bir temiz tuvalet yok

 #hehehee# repini verdim :d komikmiş gercekten  #yes#

Diz altı pc işte yeni moda :D

Yorumsuz #hehehee#

[flv]http://depoforumzero.bplaced.net/videolar/zero1.mp4[/flv]

:d:d:d #hehehee# #grin2# #smiley# #cheesy#

[flv]http://depoforumzero.bplaced.net/videolar/boom.mp4[/flv] Karı Gittmiş :d:d #hehehee# #cheesy#

Şimdi Bi Kurban Secicez Kurban Dedigimiz Üye Tabikide..
o Kurbana Forumda Sorular Sorucaz
sorular Derken Ne Gibi Sorular Aşırıya Kacmadan Hertürlü Soru Olabilir.. [ 3 Gün Sürecek Vede 4 Gün Aralıklarla Yapılacak ]

kurbanı Nasıl Secicegimiz Konusuna Gelince;

katılmak Istiyen Arkadaslar Ben Katılmak Istiyorum Diyecekler Vede Katılmak Istiyen Sayısı 20 Olunca İçinden Online Süresi Düşük Olan 10 Üyeyi Cıkartıcaz Vede Geri Kalan 10 Üye İle Anket Acıcam O Ankette En Cok Oy Alan Üyeyi Haftanın Kurbanı Secicez ..


!..katılmak İsteyenler..!
Zero
onlybekir12
KörSavascı
cagil35
hamdi061
Antibiotiq
pikkaccuE
Orman1
okanoaslano
SonZehir

Bu Yazi "nisaerbey" E Armagandir
kendi Varligimin Bilincine Vardigimdan Beri Tanirdim Muto’yu. Muto Uzunboylu (1. 80 I Gecerdi Boyu Sanirim) Iri Yari, Uzun Sari Disli, Saclari Genellikle Sifira Vurulmus, Orta Yaslarda Bir Altindag Sakiniydi.
hafiften Deliydi Muto. Pek Emin Degilim Ama Sanki Deli Degildide Aslinda Egitimsizlik Ve Ilgisizlikten Kaynaklanan Nedenlerden Isi Delilige Vurmustu . Üzerinde Ceket, Pantolon, Elinde Tespih Yerine Kullandigi Uzun Sicimle Oynayarak Bütün Gün Altindag’in Sokaklarinda Dolasirdi. Yüzünde Genellikle Yasak Olan Bir Sey Yaparken Yakalanmis Bir Cocugun Ifadesi Vardi Muto’nun. Birazda Sanki “bu Dünyada Oldugum Icin Özür Dilerin” Der Gibi Bir Ifadeydi Bu.
altindag’da Tanimayan Yoktu Muto’yu, Hayir Abartmiyorum, Gercekten 7 Den 70 Ise Herkes Tanirdi Onu. Para Diye Bir Birim Tanimazdi Muto. Ha Üc Milyon Ha 3 Kurus Muto Icin Ikisininde Bir Anlami Yoktu, Tüm Yasami Altindag Sakinlerince Karsilanirdi. Sakin Yanilis Anlasilmasin, Paraya, Mala- Mülke Bogulmazdi Zavallim Ancak Diyelimki Bir Eve Odun, Kömür Getirilmis, Bodruma Tasinmasi Gerek, Hemen Muto Aranip Bulunur Odun Kömür Tasitilir (muto Da Kuvvetli, Tasi Siksa Suyunu Cikaracak ), Onada Yaptigi Isin Karsiligi Olarak Ya Bir Ögün Yemek Ya Bir Paket Sigara Ya Evde Zaten Kullanilmayan Ceket, Gömler Falan Gibi Seyler Verilirdi. Rahmetli Dedem Bile Muto’yu Dükkanin Önünden Gecerken Görürse Hemen Cagirir Eline Iki Kova Verip Havuzlu Kahveye Su Almaya Yollardi. Bunun Karsiligi Olarakta Bir Paket Birinci Sigarasi Koyardi Muto’nun Cebine.



herkes “abi”si Veya “abla”siydi Muto’nun. Kücük Cocuklara Bile Abi Ve Abla Diye Hitap Ederdi. Cocuklar Hic Rahat Birkmazdi Garibimi, Mahallede Görünür Görünmez Bir Gurup Cocuk Hemen Pesine Takilir “ Mutoooo, Olum, Sen Kafayi Yemisin” “ Sari Kizi Kacirdilar Mutooo, Sari Kiz Kocaya Gittiiii” Gibi Arkasindan Bagira Cagira Pesinde Dolasirlardi. Muto Uzun Bir Süre Bir Sey Demez Ama Sabri Tastimida Yerden Bir Tas Kapip Cocuklara Dogru Kosturur Sanki Tasi Atacakmis Gibi Yapar Ama Kesinlikle Atmazdi. Sari Kiz Muto’nun Büyük Askiydi, Bizim Mahallede Oturan Nermin Abla Bir Gün Muto’ya Kömür Tasitiyor, Isi Bitince Muto’nun Karnini Doyuruyor, Evdeki Eski Gömlek, Pantolonlari Veriyor, Cebinede Bir Paket Sigara Koyup Yolluyor Muto’yu. Iste O Gün Muto Nermin Ablaya Asik Oluyor, Nermin Ablada Sarisin Ya, Iste Sana Bir “sari Kiz” Deyimi Doguyor.. Muto Özellikle “sari Kizi Kacirdilar” Denildigi Zaman Cok Kizardi Ama Dedigim Gibi Hic Kimseninde Canini Yakmazdi. Bazen Yetiskinler Mutoyu Kahvenin Önünden Gecerken Gördüklerinde Hemen Cagirir Bir Cay Söylerler Ve Hafiften Dalga Gecerlerdi Muto’yla. Oda Her Seferinde Kendi Kafasinca Sari Kizla Olan Macerasini Anlatirdi Onlara.
hic Unutmam, 17-18 Yaslarindayken Arkadaslarla Kordonboyuna Girmistik, Öyle Vitrinlere Baka Baka Dolasirken Cok Pahali Bir Butigin Vitrininde Bir Takim Elbise Gördüm, Elbisenin Üzerindede O Zaman Yeni Kurulmus Ki Hic Tanimadigim Bir “mudo” Etiketi Vardi, Ben Arkadaslara “bakin Lan, Bizim Muto Zengin Olmus, Giyim Fabrikasi Kurmus” Diye Seslendim. Gülmekten Yerlere Yatmistik .

bizim Evin Üst Kisminda Bir Kac Bohcaci Aile Otururdu O Zamanlar. Bocaci Kadinlar Sirtlarinda Ici Genellikle Genc Kizlar Icin Ceyizlik Doldurulmus Esyalarla Dolu Bohcalarla Kapi Kapi Dalasir, Cagranlarin Evine Girip Bohcalarini Acar, Cay- Kahve Faslindan Sonrada Bohcadaki Esyalari Satmaya Calisirlardi. Bu Bohcaci Aileler Romen Vatandaslarimizdandilar, Girdikleri Evlerden Calma, Cipma, Dolandirmaya Kalkma Gibi Olaylar Kesinlikle Olmazdi.
yinede Halk Arasinda Bir Ön Yargi Vardi Onlara Karsi. Cocuklara Onlarin Cocuklariyla Oynamamalari, Onlarin Mahallelerine Girmemeleri Falan Tenbih Edilirdi.


bir Kis Gecesi Sokaktaki Bagris Cagris Sesleriyle Uyandik. Ne Oldu, Ne Var Derken Pencereden Baktigimizda Bizim Evin Karsi Kösesinde, Mehmet Amcalarin Iki Katli Evlerinin Hemen Önündeki Tek Katli, Üstü Dam Olan Evde Yangin Ciktigini Gördük. Bir Telase Sokaga Ciktik Baktik Ki Yangin Baya Ilerlemis, Evin Sahipleri Nazmiye Teyze Ve Esi „icerde Cocuk Var“ Diye Ciglik Cigliga Bagriyorlar. Kimse Iceriye Giremiyor. Romen Gencleri Sokak Cesmesinden Eve Kadar Insandan Bir Zincir Olusturmuslar Kovalari Birbirine Vererek Yangini Söndürmeye Calisiyorlar. Romen Genclerin Bir Kismida Evin Yanan Damina Cikmislar, Su Dökerek Yanginin Baska Evlere Sicramasini Engellemeye Calisiyorlar. Onlardan Baska Kimse Yanan Evin Damina Cikmaya Cesaret Edemiyor. Gercekten Görülmeye Deger Bir Manzaraydi, O Gencler Damdan Dama Akrobatlar Gibi Atlayarak Birbirlerine Kovalari Ulastiriyorlar Ve Kan Ter Icerisinde, Tüm Enerjileri Ile Yangini Söndürmeye Calisiyorlardi. Hayir, Yanginin Bohcacilarin Kaldigi Mahalleye Sicrama Olasiligi Yoktu Kesinlikle, Onlar Sadece Yardim Ediyorlardi.
bu Kargasa Arasinda Bir Ara Bizim Muto’yu Görür Gibi Oldum, Pek Önemsemedim. Bir Süre Sonra Muto Üstündeki Ceketi, Gömlegi Cikarirken Gözüme Takildi.” Alla Alla, Napiyor Bu Adam” Diye Merak Edip Ona Dogru Yürüdüm. Baktim Muto Gömlegini Bir Kovaya Sokup Islatmaya Calisiyor, Görenlerde Merakla Ona Bakiyorlar. Muto Islak Gömlegini Basina Sariyor Ve Yanan Eve Dogru Bir Hamle Yapiyor. Ordakiler Muto’yu Tutmaya Calisiyorlar, “gebercen Lan Manyak, Zorun Ne” Falan Diyorlar Ama Muto Güclü Kuvvetli, Bir Silkiniste Kurtariyor Kendini Ve Hic Unutmam:
“ Icerde Cocuk Var, Olmaz Abi” Deyip Daliyor Yanan Evin Icerisine.
birden Bir Ölüm Sessizligi, Hic Kimse Konusmuyor, Romen Gencler Bile Ellerinde Kovalar Dikilmis Öyle Evin Giris Kapisina Bakiyorlar. Havada Sadece Yanginin Ugultusu Var. Saniyeler Saatler Gibi Geliyor Insana... Ve Birden Bire Yanan Evin Acik Penceresinden 2-3 Yaslarinda Bir Cocuk Ucarak Toprak Zemine Düsüyor, Herkes, En Basta Cocugun Anne Ve Babasi O Yöne Kosturuyorlar. Birden Bire Her Kafadan Bir Ses Cikmaya Basliyor, „yasiyormu“ „yanik Yeri Varmi“ „hastaneye Götürelim“ „ambulans Cagrin“ ...

muto Garibim Tamamiyle Unutuluyor, Bir Ara Gözümün Ucuyla Muto’yu Görüyorum, Islak Gömlegi Elinde, Yüzünde Bir Kac Yanik Izi Cekilmis Bir Köseye Soguktan Titriyor.
yangin Söndükten, Cocuk Hastaneye Kaldirildiktan Sonra Herkesin Aklina Birden Bire Muto Geliyor Ama Muto Ortalikta Yok, Kimse Bulamiyor Muto’yu, Hic Kimse Fark Etmemis Gittigini...

bu Olaydan 2- 3 Hafta Sonra Muto’yu Kandere’nin Sokaklarinda Gördüm. Yine Elinde Sicimi, Yüzünde O Mahcup, Utangac, Özür Dileyen Ifadesiyle Yolda Sallana Sallana Yürüyordu.
pesine Yine Bir Gurup Cocuk Takilmisti "mutooo", Sari Kizi Kacirdilar Oluumm"..
_________________
cumaya Gittim Birazdan Dönerim..
robinson Crusoe

-mezuniyet Günü-

bugün Hayat Başlıyor. Annem Ve Babamın “benim Oğlum Öğretmen Olacak” Sözleriyle Kasıldığım Günlerin Geride Kaldığı Bir Dönem Başlıyor.



geçmez Gibi Gelen Yıllar Ne Çabuk Geçti. Bu Okulu Kazandığım Günkü Halim Hala Gözlerimin Önünde. “hangi Okulu Kazandın?” Diye Sorduklarında; Kasıla Kasıla Kazandığım Okulun Ismini Uzun Uzun Söylüyordum. Laf Aramızda Uzun Cevabı Vermek Bayağı Hoşuma Gidiyordu.



-kura Günü-

bugün Öğretmenlik Için Kura Çekiliyor. Nereye Gideceğim Acaba? Arkadaşlarım şöyle Deniz Kıyısı, Güzel Bir Yerin Çıkmasını Istiyorlar. Bense Doğu Anadolu’ya Gitmek Istiyorum. Orası Da Vatan Toprağı, Burası Da. Zaten Oralarda Öğretmen Açığı Da Varmış…



-kuradan Bir Gün Sonra-

sonunda Istediğim Oldu. Doğu Anadolu’nun Küçük Bir Köyüne Öğretmen Olarak Atandım. İlçeye Binerek Geldiğim Dört Ayaklı, Uzun Kulaklı Kara Aracı Anırarak Durdu! Heyecanla Atladım Atımdan Exclamation Bir Don Kişot Cesurluğuyla Evimden Önce Okulumu Görmek Istediğimi Söyledim Beni Karşılayanlara.




Şaşkın Bakışlar Ve Homurtular Arasında Okula Doğru Yürüdük. Bir Ara: “ne Garip Adam Gardaş. Önce Okulunu Görecekmiş. Allah Allah! Bu şeherli Çocuklarda Heç Akıl Neyim Yok!” Diye Bir Homurtu Duysam Da Fazla Önemsemedim.



-okulun Önünde-

Şimdi Okulumun Önündeyim. Amannn! O Da Ne? Hayalimde Canlandırdığım Beyaz Badanalı, Üç Dört Katlı, Güzel Bahçeli Okulun Yerinde; Boyası Dökülmüş, Camları Kırılmış, Bahçesinde Tavuklar, Inekler Dolaşan, Tek Katlı Bir Binacık Duruyordu. Ama Olsun Canım! Görev Aşkımı Hiçbir şey Kıramaz!



-İlk Günler-

İyi Geçmiyor. Öğrencilerimle Diyalog Kuramıyorum. Hata Mutlaka Bende. Öğretmenliği Iyi Yapamıyorum Herhalde. Her şeyin Eksikliğini Duyuyorum. Üniversitedeki Imkanları Burada Bulamıyorum.


üç Kitapla, 33 Kişiye Ders Anlatıyorum. Tahtaya Yazı Yazarken De Dikkatli Olmak Zorundayım. Çünkü Ilk Günlerde Koskoca Kara Tahta Üzerime Yıkılıvermişti. Az Daha Eziliyordum. Şimdi Tahtayı Yerine Sımsıkı Çaksam Da Çıkardığı Garip Gıcırtılar Beni Hâlâ Korkutuyor.



-bir Yıl Sonra-

aradan Tam Bir Yıl Geçti. Koca Bir Yıl…


kahvehaneye De Gider Oldum Artık. Asırlık Bir Çınar Ağacının Altındaki Kahvehanede, Öğretmen Arkadaşlarla, Doktorla Oyun Oynuyoruz şimdi…




bu Arada Dikdörtgen şekilli, Çeşit Çeşit Renkli, Üzerinde Sayılar Olan Ve Uzunca Bir Tahtaya Dizilen Oyunu Da Öğrendim. Artık Okuldan Kahvehaneye, Kahvehaneden Eve, Evden Okula Günlük Turlarım Başladı.




yavaş Yavaş Idealleriminden Uzaklaşıyor Muyum Ne? Ailem şu Anda Benimle Gurur Duyuyor Olmalı. Artık Bayağı Da Tecrübe Kazandım. Taşları Dizme Hususunda Tabi Ki…


öğrencilerim Mi? Onlar Da Iyidirler Canım, Okula Gidip Geliyorlar…



-4 Yıl Sonra-

günler Ne Çabuk Geçti. İşte Tayinim Memleketime Çıktı. Eşyalarımı Topladım, Gidiyorum.


bir Saat Önce Bizim şu Ünlü Kara Aracı Ile Yeni Mezun Öğretmen Arkadaş Gelmiş. İlk Önce Okulunu Görmek Istediğini Duyunca Gülümsedim.




“allahaısmarladık” Demek Için Odasına Uğradım. Kitaplarını Ve Eşyalarını Yerleştiriyordu. Elini Sıktım, Hoş Geldin Dedim.


tam Kapıdan Çıkıyordum Ki:




“ha” Dedim. “kahvehane, Yolun Sonundaki Çınar Ağacının Altında! Unutma”

alıntıdır