Forum Zero
ForumZero

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Zero

Sayfa: 1 ... 93 94 95 ... 99
1582
Bilim / Aslında Bir Sokak Kedisiydi. Ama Artık Parlıyor.
« : 06 Eylül 2009, 15:00:09 »
diskoda kulansınlar :D:D #hehehee#

1583
Anket Odası / Şarkıcılarımız...
« : 06 Eylül 2009, 14:58:29 »
ajdarın ne işi var orda :D:D #hehehee#

1584
bence bi alakası yok insanın kişilikleriye ama neyse bunlara inanmak bile iyi degil sonra her gün gazete alıyorlar ay burcum bu gün bögle   bu gün bögle olacak  hele kötü bir şey oldu mu işine bile gitmiyor :D:D #grin2# #hehehee#

1585
Zeka Soruları ve Bilmeceler / Fıkra
« : 06 Eylül 2009, 14:56:17 »
harbiden güzelmiş

1586
:D hee bu sakayı bilyorum bunu arkdaslarda yapmıslardı :D:D gel cin var bizim oradaki yıkık evin bahcesine :D oraya koymuslar cini aha cin bak cin dilyorlar ben gülmekten orada kırıldım :D:D

1587
Mizah / Çok Güzel Hareketler Bunlar
« : 06 Eylül 2009, 14:54:01 »
link göremedim :S linkleri eklememişin

1588
Güzel Dinimiz İslam / İslam İle İlgİlİ Şİİrler
« : 06 Eylül 2009, 14:50:49 »
güzel olmus saol yazanın eleri dert görmesin

1589
cok saol cok yararlı bir bilgi vermisin ulu önderimiz M.kemal hakında paylasıtıgın konu icin sana teşekür ediyorum saol  #desteklemek2#

1590
Şehirlerimiz / İzmir
« : 06 Eylül 2009, 14:45:45 »
İzmir Güzeldir gezilecek yerler var disko misko :D barlar yani ha istanbul geceleri ha izmir geceleri 2sde aynı :D

1591
Duyuru ve İlanlarımız / Rep Yagmuru
« : 06 Eylül 2009, 14:07:23 »
[bilgi]31.08.2009  22:37 De baslamıştır[/bilgi]
[bilgi]15.09.2009  22:37 De bitecektir[/bilgi]


1592
Erkekler Bölümü / İlgİnÇ Arabalari Koyunuz...!
« : 06 Eylül 2009, 04:06:46 »
topuklu ayakabı gibi :D:D

1593
Hayvanlar Alemi / Salıncağa_binen_köpek :d:d
« : 06 Eylül 2009, 00:41:54 »
bu cins köpekleri cok seviyorum cok güzel hoş bir görüntüsü var ama kangala degismem :D

1594
Haftanın Tartışma Konusu / Laf Sokma Yeteneginiz ?
« : 05 Eylül 2009, 15:42:26 »
o zaman ki ruh halime baglı :):)

1595
Askeri bölge / GENEL SİLAH BİLGİSİ
« : 05 Eylül 2009, 15:08:36 »
Uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayabilen böylece etkisiz kılan, cansızları parçalayan yok eden araç ve aletlerin tümüne denir. Silahları genel olarak şöyle tasnif mümkündür

1- Ateşli silahlar,
2- Patlayıcı maddeler,
3- Saldırı ve savunmada kullanılan her türlü kesici, delici, bereleyici enstrümanlar (ateşsiz silahlar),
4- Yakıcı, yaralayıcı, zehirleyici, boğucu, kör edici kimyasal silahlar.

Ateşli Silahlar:

Mermi denilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri barut gazı basıncı ile uzak mesafelere yönlendirerek atabilen silahlardır.

Çeşitleri kabaca şunlardır:

Ağır ateşli silahlar: Birden fazla kişi tarafından kullanılabilen, ağır, tahrip gücü yüksek, menzili uzun silahlardır. (havan, uçaksavar)

Hafif ateşli silahlar: Tek kişi tarafından kullanılabilen uzun veya kısa namlulu silahlardır. (tabanca, tüfek)

Harp tüfekleri: Yivli - setli namlulu, uzun menzilli delici güçte silahlardır.(M16, AK-47, G3)

Av tüfekleri: Yivli veya yivsiz (kaval) namlulu olabilir. Otomatik tipleri de mevcuttur.

Toplu tabancalar: Toptan dolma, genellikle 5-7 mermi alan silahlardır.

Otomatik tabancalar: "Otomatik" ibaresi, fişeği kendi kendine doldurması ve boş kovanı atması manasındadır. Kendiliğinden dolduruş yaparlar. İlk dolduruş atıcı tarafından yapılır. Müteakip dolduruşlar spontanedir. (kendiliğinden-anında-canlı)

Tam ve yarı otomatik olabilirler. Yarı otomatiklerde her atış için tetiği ayrı ayrı çekmek gerekir. Tam otomatiklerde tetik bir kere çekildiğinde bırakılıncaya veya fişek bitinceye kadar atış devam eder, şarjör kapasiteleri 13-17 civarındadır. Ek şarjörler yapılarak kapasite 24-30'a çıkarılabilir.
Makineli tabancalar, el tabancalarından daha büyük ve şarjör kapasiteleri daha fazla (15-71 mermi) olan, tam veya yarı otomatik ateş edebilen tabancalardır. (MP5, Sten)

TABANCA PARÇALARI

Namlu

Mermi çekirdeğine hız, dönüş ve yön vererek hedefe göndermeye yarayan içi boş madeni boru. Namlu içerisinde (kaval namlulu av tüfekleri hariç) helezon şekilde uzayan oyuntu (Yiv) ve çıkıntılar (Set) vardır. Namlu, sabit veya hareketli olabilir. Sökülüp takılmalarda da çıkar veya çıkmazlar. Namlular Krom, Nikel, Karbon ve çelikten üretilir.

Yiv-setler; çekirdeğin kendi ekseni etrafında dönüşüne imkan verirler. Böylece havayı burguvari delmesi, atış menzilinin uzaması, çekirdeğin hedefe uç kısmıyla intikali, teması ve delme gücünün artması yiv-setler aracılığı ile olur.
Setler aşınırsa; çekirdeğin namludan çıkış hızı düşer, menzil kısalır, çekirdek kendi ekseni etrafındaki turunu tamamlayamaz. Hedefe takla atarak yaklaşır, hedefe ucu ile değil de herhangi bir yanı ile temas edeceğinden nüfuz gücü ile deliciliği azalır. Ayrıca dengesiz aşınmalar nişanda sapmalara yol acar.

Namlunun ömrünü uzatmak için; atışları takiben namlu içinin önce tel fırça ile, sonra bez veya benzerleri ile silinip temizlenmesi daha sonra hafifçe yağlanması (hafif yağlı bezin namlu içinden geçirilmesi) gerekir. Fabrikasyon ve eşdeğer kalitede mermi kullanılması gerekir.

Bos kovanlar toplanarak yapılan el dolgusu fişeklerde çekirdek madeni çok sert, çapları uygunsuz ve hatalı olması nedeni ile setler kısa surede ve anormal bir biçimde aşınırlar. Hatta namluda şişkinlik ve parçalanmalara sebep olabilirler.
Fişeklerdeki (fabrikasyon veya el yapımı) imal hataları, rutubetli, nemli yerlerdeki kotu muhafaza gibi nedenlerle, ateşleme yeterli olmaz, patlamayı takiben çekirdek namluyu terk etmeden namlu içinde kalabilir. Namlu içinde kaldığı fark edilmez ve ikinci ateşleme yapılırsa namluda şişkinlik ve parçalanma olabilir.

Fişek Yatağı

Atışa, patlamaya hazır fişeğin bulunduğu yere denir. Namluya bitişik –toplu tabanca dışında- ve çapı ondan biraz daha geniştir. Yiv-set içermez. Toplu tabancada, fişek yatağı fişeklerin yerleştirildiği silindir üzerlerindeki yuvalardır.

Fişek yatağı genişliği, kullanılan mermi çapından çok az genişlikte olmalıdır. Genişlik aşırı olursa, -aşınma veya hatalı fişek kullanmadan- atışta fişek genişler, şişer hatta yarılabilir. Bu takdirde otomatik silahlarda bos kovanın dışarı atılması güçleşir veya durur. Silah devre dışı kalır. Yine çekirdek-namlu ekseni birbiriyle uyumlu olmaz ve namlu çekirdekten zarar görebilir. Genişlik normalden dar olursa -pislik, pas birikimi, yapım hatası-, fişek, yatağa tam
yerleşemez, sıkışır, patladıktan sonra kovanın atılması mümkün olmaz.

Hazne

Şarjörün silah üzerinde yerleştirildiği yer, şarjör yuvasıdır. Şarjör yuvası ile birlikte şarjör, hazneyi meydana getirir. şarjör, silah gövdesine takılabilir veya kabza içerisindedir.

Şarjörlü silahlarda, fişeğin fişek yatağına doldurulması esnasında meydana gelen tutuklukların bir çoğu, şarjör ağzının ezilmesi, aşınması, şarjör yayının özelliğini kaybetmesi, yayın sıkışması ve fişeğin şarjöre iyi yerleştirilmemesinden kaynaklanır. Şarjöre fişek yerleştirilirken ağzı zorlanmamalı, düşürülüp ezilmemeli. Ayrıca, şarjörün yatağına tam oturmuş olması gerekir.

Kovan Atma Tertibatı

Fişek veya bos kovanı, fişek yatağından veya top yuvalarından dışarıya çıkarılmasını veyahut da atılmasını sağlayan sistemdir.

Otomatik tabancalarda genellikle sürgü üzerindeki kovan atma boşluğunun geri kısmında üst veya yan tarafına, bazılarında ise mekanizma başı üzerine yerleştirilmiş bir tırnak ve bu tırnağın karşısına gelecek şekilde gövde üzerine yerleştirilmiş sabit bir bos kovan atacağından ibarettir.

Mekanizma işletilerek mermi hazneye (fişek yatağına) yerleştirildiğinde, sistemin tırnak ucu kovan kenarındaki girintiye yerleşerek fişeği kavrar. Gerek geri tepme esnasında, gerek sürgü ile geri çekildiğinde, tırnağın monte edildiği sürgü ile birlikte tırnak da geriye doğru gelir. Kenarına takılı olduğu kovan veya fişeği de yatağından çıkarır. Ve süratle geriye doğru
çeker.
Fişek veya kovanın diğer kısmi tablodaki kovan atacağının çıkıntılı kısmına
çarparak sürgü üzerindeki kovan atma boşluğundan dışarıya atılır.

Tırnak yayında kırılma, esnekliğini yitirme, tırnak ucunun kırılması, kovan atacağının kırılması gibi hallerde sistem bir şekilde işlemez, müteakip atışlar yapılamaz.
Tırnakla ilgili olmamakla birlikte, barut gazi basıncının yeterli olmadığı hallerde de sürgü yeterince geriye gelemez, kovan, kovan atacağına kadar ulaşamaz, ulaşsa da yeterince şiddetli çarpamaz. Kovan namlu ile sürgü arasına sıkışır kalır(dikilir)

Bir çok atıcı, dolduruş sırasında sürgü ve kurma kolunu geriye çekip, dolduruş için bırakma sırasında serbest bırakmaz ve eli ile yardım ettiğinden, tırnağın uç kısmı kovana yeterince şiddetli çarpıp kenarındaki oyuğa takılmaz.
Bu durumda, tırnağın uç kısmı, fişeğin gerisinde ve boşta kalacağından, ya iğne fişek kapsülüne kadar ulaşamayıp ateşlemeyi sağlayamamakta veya ateşleme olsa bile bu defa kovana takılı olmadığından bos kovanı dışarıya atamamaktadır.
Bu sebeple dolduruş sırasında, sürgü veya kurma kolunu geriye çektikten sonra aniden
serbest bırakıp, yerine getiren yayın itme gücü ile kendiliğinden ve süratle ileriye
fırlaması sağlanmalıdır.

NISAN TERTIBATI:

Namluya yanlara ve yüksekliğine yön vermeyle ve istenilen şekilde hedefe isabet
kaydetmeye yarayan tertibattır. Tabancalarda gez ve arpacıktan ibarettir.

Gez: Namlunun geri ve fişek yatağına isabet eden bölgesi üzerinde veya sürgünün
bu bölgeye yakin yerinin üzerinde bulunur. Üçgen, dik dörtgen, yarim daire, tam
daire seklinde olabilir.

Arpacık: Namlu ağzına yakin, sürgü yahut namlu üzerinde olan dik dörtgen, üçgen,
koni, küre çember içine yerleştirilmiş değişik şekilleri vardır. Bazıları üzerinde gece nişan almayı sağlayan fosforlu maddeler bulanabilmektedir.

Üçgen, dörtgen, yarım daire gez'lerin görüş sahaları geniş olup, süratle yönelip kolay nisan almak mümkündür. Daire gez'in görüş alanı dar, nisan hattı ayarlaması zayıf; ışıkta güç ve zaman alıcı olmakla birlikte, nişan hattının her yönüyle birlikte kontrolü mümkün, istikrarlı ve daha çok isabet kaydeden atışlara imkan verir.

Diğer gez'lerin üst kenarlarının sınırlı olmayışı nişan hattının bu kenar üzerindeki sahasını sabit kılmaz, sıhhatli ve isabetli atış güçleşir.

ATEŞLEME SİSTEMİ

Silahın kapsüle darbe yaparak barutu tutuşturmaya yarayan kısmıdır.

Horozlu sistem: Darbeyi doğrudan horoz yapar. Kapsül içindeki hassas patlayıcı madde darbe tesiri ile infilak eder. Kapsül maddesinin alevi baruta ulaşır ve onu tutuşturur. Yanan barut çok miktarda ve süratle genişleyen barut gazını oluşturur (kendi hacminin 300-400 katı genleşir)
Mermi içindeki artan basınç ile çekirdek fişekten ayrılır ve namlu içinde hareket ederek uzaklaşır.

Horoz ve iğneli sistem: Horoz, darbeyi doğrudan kapsüle yapmaz. Ateşleme iğnesi veya mili ile bu isi yapar.
İğnenin kırılması, eğilmesi, yuvasında sıkışması, yayının kırılması veya esnekliğini
yitirmesi gibi arızaları mümkündür.

Bazı hallerde uç kısmi ileriye çıkık vaziyette kalan, tekrar geri dönmeyip sabitlesen, sıkışan iğnelerin, dolduruş sırasında tetiğe basılmaksızın kendiliğinden patlamaya hatta silahın seri otomatik hale geçmesine neden olmaktadır.

İğneli sistem: Horoz yoktur; darbe, yay ile kurulan iğne aracılığı ile gerçekleşir. İğne yayının esnekliğini yitirmesi, kırılması sıkışması başlıca arızalarıdır.
Ateşleme sisteminin yapısından dolayıdır ki, emniyete alınmazlar ise silahlar dipçikleri
üzerine düştüklerinde veya ani çarpma ve darbelerde kendiliğinden ateş alabilmektedirler.
(Kaza sonucu patlama(!))

FIŞEK:

Tüm unsurları bir arada ateşlemeye elverişli yapıya fişek denir. (Çekirdek + kovan + barut + kapsül = Mermi)

Fişek ölçüleri metrik sistemde mm olarak ifade edilir. (İngiltere ve ABD'de kalibre olarak) Tanımlama için genel olarak iki rakamlı bir ifade kullanılır.
9x19 mm gibi. İlk rakam çekirdek çapını ikinci rakam kovan boyunu bildirir.

Ateşleme maddesinin bulunduğu bölge, merkez vuruşlu kenar vuruşlu olarak
ikiye ayrılır. Kovan dip tablalarının durumuna göre toplu tabanca fişeği, otomatik tabanca fişeği...Çekirdeğin uç yapısına göre ise Browning, Parabellum...

Kapsül: İnce tabaka halinde pirinç bakir veya nikelden yapılıdır. Kapsüllerin üzeri genellikle çeşitli renklerde boyanır. Amacı kapsül maddesi içindeki kimyasal maddenin paslanma ve nemlenmesini önlemektir.

Ayni amaçla çekirdeğin kovanla birleştiği bölgeler de, bir bant seklinde boyanarak barutun yağlanması, nemlenmesi önlenebilmektedir. Bazı hallerde renkler fişeklerin, zırh delici, izli veya yangın çıkartan cinsten olduğunu belirtmeye yarar.

ÇEKIRDEK:

Metal gömlekli; kovana bitişen dip kısmı hariç diğer yerleri sert bir metal gömlekle kaplı kurşun nüveden ibarettir. Metal gömlek, pirinç, bakir, nikel, çelikten olabilir. Yaygın olarak çekirdek üzeri yaldızla kaplıdır. Bu, namluda aşınmayı azaltır, depolama esnasında çürüme paslanma olmaz. (yerli el dolgusu mermilerin çekirdeğinde yoktur, paslanır ve namluyu aşındırırlar.)
Gömlek çekirdeğe sekil verir ve delici gücünü artırır.

Yumuşak uçlu çekirdeklerde sert madeni gömlek, uç kısmı hariç çekirdeğin diğer
bölgelerini kaplar. Bu çekirdek canlılara karşı kullanıldığında çarpma anında genişleyerek durma miktarını artırmaktadır. Canlı hedefi delip geçme yerine hedefte kalır ve doku parçalayıcı etkisi daha fazladır.


SİLAHTA TUTUKLUK

Tutukluk, silahın çalışmasının akamete uğramasıdır. Tüfeğin kendisinden, fişekten yahut şarjörden kaynaklanmaktadır.

a- Namluya fişek sürülememesi.
b- Silahın ateş almaması, (Namluda fişek var)
c- Bos kovanın dışarıya atılamaması (Atıştan sonra..) şeklinde tutukluklar ortaya çıkabilir.

A- Namluya Fişek Sürülemiyor ise;

1- Fişek şarjörden çıkmıyor;
1a- Şarjör yerine oturmamıştır. (oturtulur.)
1b- Şarjör veya yayı hasarlıdır. (şarjör değiştirilir.)

2- Fişek hasarlıdır. (Değiştirilir.)

3- Fişek şarjörden çıktığı halde namluya sürülemiyor;
3a- Fişek yatağı kirlidir. (Temizlenir.)
3b- Fişek hasarlıdır. (çıkartılır, değiştirilir.)
3c- Yerine getiren yay esnekliğini kaybetmiştir. (Değiştirilir.)
3d- Toz, kum gibi maddeler mekanizmanın hareketini engellemektedir. (Tüfek sokulup temizlenir.)

B- Tetik çekildiği halde silah ateş almıyor ise;

1- İğne kapsüle çarpmıyor. (İğne veya iğne yayı kırıktır. Kırık parça değiştirilir.)
2- İğne kapsüle hafif çarpıyor. (İğne kısa veya iğne yayı esnekliğini kaybetmiştir. ( Hasarlı parça değiştirilir.)
3- İğne kapsüle çarptığı halde ateş almıyor. (Fişek bozuktur, değiştirilir.)

C- Ateşten sonra bos kovan dışarı atılmıyor ise;

1- Fişek yatağı kirlidir. (Temizlenir.)
2- Tırnak veya tırnak yayı hasarlıdır. (Hasarlı parça değiştirilir.)

1596
Askeri bölge / Kısa Dönem Askerlik Kalkıyor
« : 05 Eylül 2009, 15:03:01 »
Orgeneral Başbuğ'un mesajını verdiği tek tip askerlik çalışması 6 aylık kısa dönem askerliği sona erdiriyor. Taslak halindeki çalışmaya göre fakülte mezunları 12 ay er olarak askerlik yapacak. Böylelikle TSK'daki asker açığı da kapatılacak..

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde vatani görev artık "er" olarak yapılacak. Herkesin "karavana" yiyeceği uygulamanın taslak çalışmaları hâlâ Genelkurmay Başkanlığı ile kuvvet komutanlıklarında sürdürülüyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un önceki gün basın bilgilendirme toplantısında "Askerlik sadeleşecek" sözleriyle ilk mesajını verdiği çalışmaya göre kısa dönem askerlik sona erecek, yedek subaylık kalkacak. Üniversite mezunları askerliği 12 ay "er" olarak yapacak, yüksekokul, lise ve ilköğretim mezunları ise 15 ay askerlik yapacak. Doktor ihtiyacı ise sözleşmeli subay modeli ile karşılanacak. TSK'da iki yıl önce de terörle mücadele çerçevesinde komando tugaylarında profesyonel yapıya geçilmiş ve bu birliklerde "uzman erbaş" lar görevlendirilmeye başlanmıştı.

LİSE MEZUNU 15 AY

Askerliği sadeleştirmek ve daha adil bir hale getirmek için üzerinde çalışılan yeni sisteme göre 4 yıllık fakülte mezunları er olarak 12 ay askerlik yapacak. Fakülte mezunu olmayanlar 15 ay askerlik yapmaya devam edecek. Genelkurmay yetkilileri, çalışmanın devam ettiğini, bittiği zaman kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı. Düzenlemeyle, TSK'nın ihtiyacı doğrultusunda 4 yıllık üniversite mezunları arasından seçilen yedek subaylık dönemi de sona erecek.

YEDEĞE ER STATÜSÜ

Mevcut durumda 12 ay takım komutanı olarak kıtalarında görev yapan yedek subaylar da, yeni düzenleme sonrası er statüsüyle zorunlu askerlik hizmeti yapacaklar. Takım komutanları ise sınavla TSK'ya alınan sözleşmeli subaylar arasından seçilecek. 4 yıllık üniversite mezunlarının da 12 ay er statüsüyle askerlik yapmasıyla fakülte mezunu olmayanlarla aradaki eşitsizliği ortadan kaldırmanın hedeflendiği belirtildi. Bunun yanı sıra TSK içindeki asker açığı da ortadan kalkacak.

PROFESYONEL MÜCADELE

Haziran 2007 tarihinde terörle mücadele çerçevesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda 4, Jandarma Genel Komutanlığı'nda ise 2 komando tugayında yeni yapılanmaya gidileceği açıklanmıştı. Org. Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı olarak Eğirdir Dağ ve Komando Okul Komutanlığı'nda yaptığı açıklamada komando tugaylarında önce yedek subayların daha sonra da erlerin kademeli olarak çekileceğini açıkladı. Mayıs 2008 tarihinden sonra bu tugaylara yedek subaylar gönderilmedi. Aralık 2009 tarihinden itibaren de komando tugaylarında er ve erbaşlar görev yapmayacak.

1597
saat 6 6,30 gibi kalkar
07,45 e kadar kişisel temizlik ve kahvaltı
08,00 içtiması
08,15 - 09,15 spor
09,30 - 12,15 sorumlu olduğu işleri yapar
12,15 - 12,30 içtima
12,30 - 13,30 öğle yemeği
13,45 içtima
14,00 - 17,45 sorumlu olduğu işleri yapar
18,00 içtima
18,30 / 19,30 akşam yemeği
19,30 / 21,15 genelde serbest olunur
21,30 yat içtiması

1598
Askeri bölge / Acemi Asker Diyalogları
« : 05 Eylül 2009, 15:01:25 »
Acemi Asker Diyalogları

seni kim gönderdi buraya evladım?
- idris bey efendim
- idris bey denmez oğlum, idris yüzbaşım diyeceksin, bana da efendim deme
- peki abi


sabah içtimasından sonra spor yapılacaktır, tüfeksiz hareketleri yaptırması için sırayla insanlar çağırılır;

komutan: sen gel bakayım, yaptır sıradaki hareketi
acemi öğrenci: ordu jimnastiği, vücut alıştırma hareketleri, sekiz numaralı hareket..
komutan: sekiz numaralı değil, sekinci hareket diyeceksin... sen geç yerine, sen gel.
acemi öğrenci 2: ordu jimnastiği, vücut alıştırma hareketleri, hareket sekiz.
komutan: arkadaşım, sekinci hareket diyeceksiniz. git yerine, sen gel...
acemi öğrenci 3: ordu jimnastiği, vücut alıştırma hareketleri, sekiz no.lu hareket..
komutan: arkadaşlar, "sakın sekinci hareket demeyin" desek bu kadar varyasyonla karşılaşamazdık


ankara mamak, kantin kuyruğunda nefte almak için sıra bekleyen iki kısa dönem acemi asker;

1. asker: olm bi yıın laf yedik yok nefte nerde yok bilmemne. siterim lan ben bööle askerlii..
2. asker: olm baara çaara konuşma komutan duyarsa ziker hayatını..
komutan?: (arkadan 1. askerin omuzuna dokunarak) arkadaşın doğru söylüyo..


nöbetçi subay olan üsteğmen, spor salonunda alet monte edilmesini sağlamaktadır. nöbetçi öğrencilerden bir şey ister..

x üsteğmen: şimdi aşağıya gidiyorsun, y asteğmenden yıldız tornavida alıp getiriyorsun.
nöbetçi 1: emredersiniz komutanım.
x üsteğmen: git y asteğmen'e, x üsteğmen yıldız tornavida istiyor de, vardı onda.
nöbetçi 1: gidip y asteğmen'e "x usta tornavida istiyor diyeceğim, emredersiniz komutanım.
*üsteğmen olayı umursamaz, döner arkasını salona doğru yürür*
nöbetçi 2: oğlum usta değil lan, üsteğmen. üsteğmen!
nöbetçi 1: ahahah, olm üsteğmen'e usta dedik yaa... euheuhue
x üsteğmen: sktr! gülme! hayvan!
*nöbetçi 1 merdivenlerden aşağıya uçarak kaçar*

*duştan donuyla çıkan bir eleman kolluğu görünce üsteğmeni koğuş nöbetçisi sanır, elini kolunun altına atıp kendine çevirir, sonra omuzunu tutar...*
donlu eleman: n'oluyor birader burada?
*yüzün tanıdık olmadığı anlaşılır, el hafifçe kalkar, parıldayan 2 yıldız görülür, esas duruşa geçilir*
donlu eleman: ko- ko- komutanım pardon tanıyamadım komutanım bikbik de bikbik...
x üsteğmen: sen ne biçim askersin! ne demek görmedim! kılığına kıyafetine bak! git giyin üzerini hamam mı ulan burası!

insanlar üsteğmenin yarın istifayı basacağını ya da kalbine ineceğini düşünürken, koğuşlardan çıkan çok meraklı ve kendisini korgeneral sanan bir arkadaş dışarıya doğru seslenir...

meçhul insan: n'ooluyo burda yeaa?


- ben neden komutanım, ve siz neden acemisiniz biliyor musunuz?
- bilmiyoruz komutanım.
- şu dağın arkasını görüyor musunuz?
- görmüyoruz komutanım.
- işte ben görüyorum. ve bu yüzden komutanınızım.


303kd. acemilik bitmis boluklere dagitim yapilmistir. gittigim bolukte tek kisa donemim. rutbeli olsun erbas olsun herkesin gozbebegiyim uzerimde hafif bir simariklik yok degil. uzun ugraslar sonucu da rahat ettirilmem amaciyla masa basi bir gorevle sereflendirildim. ilk gorev gununde bina kulube arasi yapida birara tek basima kaldim ve o kisa surede telefon caldi. askerlik oncesi yasantimdan taviz vermeden telefonu soyle actim

px9: efendiiim
ustcavus: oooo yeni kisa donemimiz goreve basladi demek. laaaannn yaavvsaaaakkk telefon oyle mi acilir?
px9: pardon komutanim
ustcavus: ne pardonu a.k. isimiz var oglum seninle. neyse ben ustcavus xxx
px9: buyrun komutanim
ustcavus: lan okumus ben buyurmam emrederim bunu aklina sok
px9: peki komutanim. var mi benden bir isteginiz? ( artik sicmada sınır yoktur semsiyeyi zorlamaya hic gerek yoktur)
ustcavus: kapat kapat kapat ben bizzat geliyorum simdi oraya

sonuc itibariyle ustcavus gelir. hayatimin en uzun azarinin konusu telefonla konusma teknikleri olmustur ve 3 hafta boyunca telefonlara cikmam boluk bascavusunun emriye yasaklanir.


$ehir di$inda olan tugay komutani tugaya dondukten sonra acemiliklerinin 2. haftasini bitirmi$ kisa donemlere bir ho$geldin konu$masi yapacaktir. ortalikta kapsamli bir cali$ma vardir. kisa donemlere tugay komutaninin hitaplarina "sagol!" yaniti vermeleri tembihlenir surekli. i$ ne derse "sagol!" deyine kadar varir.

tug. gen. - $oyledir, boyledir. boyledir, $oyledir.. anla$ildi mi?
500 mal kd - sagoool!
tug. gen. - ?!?!? anla$ildi miiii???
500 mal kd - sagool!!!!!
tug. gen. - evet, demek ki 2 haftalik egitim sonunda anla$ildi mi sorusuna yanit olarak sagol geliyor...

sivilde dovsen hicbirine o soruya o yaniti verdiremezsin ama askerlik i$te..



sivildeki badim gultig ile askere de buyuk bir $ans eseri badi olarak gidi$imizin 2. haftasi falan. bazi i$lemler icin girdigimiz binadan i$ini erken bitiren gultig cikmaya cali$iyor:

- lan nerde buranin ciki$i ya.. bulamadim kac saattir. dur sorayim birine.
- e iyi sor hadi.

gultig onune ilk cikan ki$iye sormakta sakinca gormez:
- pardon burdan nasil cikiliyor?
- ebenin dininden!
- komtanim!!! (omuzdan akan yildizlari gelen cevap uzerine farkedip esas duru$a gecer)

Sayfa: 1 ... 93 94 95 ... 99