Forum Zero
ForumZero

Atatürk’ün izinde olmak nedir?.. cevap bakalım

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Zero

  • Administrator
  • *
    • İleti: 1.757
    • Rep: 3153
    • Cinsiyet:Bay
    • Profili Görüntüle
Atatürk’ün izinde olmak nedir?..



Anıtkabir’de vals yaptırıp, defile düzenleyerek eğlenmek midir.

Atatürkçülük!/. Yoksa kurduğu Cumhuriyeti korumak ve kollamak için evladını askere gönderip vatan uğruna şehit olmasını göze almak, bu acı ile yanmak mıdır?..



Kim daha candan Atatürkçüdür?..



Hayata gözlerini “Esselamün” diye kapatan bir müslüman olan Mustafa Kemal Paşa’nın kabrinde, mezarının tepesinde vals çaldırıp abesle iştigal eden Ankara’nın malum zevatı mı ?..



Yoksa başında başörtüsü ile, sağ kalan evladının diploma törenini izlemek isteyen, ama yavrusunun bitirdiğini üniversite kapısından sokulmayan şehit anası mı?..



Pazar gecesi televizyonda haberleri izlerken aklım durmuştu!.. Gördüklerimin bana göre bir izah tarzı yoktu. Anıtkabir’de vals nağmeleri yükseliyor, kadın ve erkek manken, kabrin mozoleye giden merdivenlerinde dans ediyorlar!..



Müslüman kabrinde neler oluyor?!.



Siyasiler, Askerler, bürokratlar, eşleri dostları toplanmış seyrediyorlar.



Neşe içerisindeler...



Atatürk’ü anıyorlar !.. Emanet ettiği ülkeyi ne kadar mutlu, refah ve çağdaş kıldıklarını göstermek için Anıtkabir’de adeta festival düzenlenmiş, vals yapılarak “muassır” takılınıyor,”muassırlığa ulaştık” işareti veriliyor..



Mustafa Kemal Paşa’nın tarifsiz kederler içindeki ruhu taciz ediliyor..



İki gün geçiyor..



Gazetelerde şu haberi okuyoruz...



“Başörtülü şehit annesini üniversiteye sokmadılar.Dikkatinizi çekiyorum,  türbanlı değil başörtülü..



Haberi okuyoruz..



“Bir şehit annesi olan Sabire Karşı, başörtülü olduğu gerekçesiyle fakültesini derece ile bitiren kızının mezuniyet coşkusunu yaşayamadı. Konuşurken gözyaşlarına hakim olamayan Sabire Karşı,  Ben bu ülke için evladımı şehit verdim. Binbir güçlükle okuttuğum kızımın başarısını göremedim. Kapıda sanki bir suçlu gibi geri çevrildim. ‘ dedi.”



Ve rektör



Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz ‘ın şehit anasını kabul etmediği törende yaptığı konuşma ise dudaklarda acı tebessüm bırakacak kadar trajikomikti.. Prof. Sütbeyaz, evrensel değerlerin kurumsallaşması, bilimin gelişmesi öncelikle milli birlik ve beraberliğin, ülkenin bölünmez bütünlüğünün güvence altına alındığı bağımsız bir devlet, özgür bir vatan gerektirdiğini vurguladı.



Ülkenin bölünmez bütünlüğü için oğlunu toprağa veren “ana”yı yavrusunun diplomasını alışını izlemesine engel olarak.



Şehit annesi Sabire Karşıyaşadıkları karşısında,”. Ama her şeye rağmen ülkemiz için yaşamaya ve çalışmaya devam edeceğiz." dedi.



Şimdi Anıtkabir’i taciz eden vals ekibine sesleniyorum...



Başörtülü şehit anasını üniversite kapısında mahzun bırakılmasında, birinci dereceden sorumlu siz muhteremlersiniz.. Bu “ana”ya borçlusunuz, borçluyuz..



Tüm şehit analarına borçluyuz...



Çocuklarının kanı yerde kalmıştır...



Eşkiyalar, memleketin göbeğinde elde silah dağ bayır gezmektedir.



Memleketi ele geçirme hesapları yapmaktadırlar. Atatürk’ün adına “içimizde” diye yemin ederek göreve atılanlar, ettikleri yemini unutamazlar. ABD ve AB’den gelen rüzgarlara kapılamazlar.”Vazifeye atılmak için içinde bulundukları vaziyetin imkan ve şeraitini” düşünemezler. Tatbikat kahramanlığı ve Anıtkabir törenleri ile Ata’ya bağlılıklarını ispat edemezler.”Ülkenin bölünmez bütünlüğünün güvence altına alındığı bağımsız bir devlet, özgür bir vatan gerektiğinden” söz eden rektörler, üniversiteye sokmadıkları şehit analarının saçının tek teline, başörtüsünün bezine kurban olmak zorunda olduklarını bilmek ona göre davranmak zorundadırlar. Söyledikleri gibi “özgür bir vatan” için mekan şaşkını vals mürettebatı değil, göğsünü düşmana açmış vatan evlatlarını doğuracak analara ihtiyaç olduğunu bilmelidirler.



Hepimiz bilmeliyiz ki;



Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının şehit kanları üzerine kurduğu bu Cumhuriyetin en kutsal değerlerinin başında şehit anaları gelir.. Onların dokunulmazlığı vardır.. İtilip kakkılmaları bir yana el üstünde tutulmaları mecburidir...



Yoksa bu devlet yıkılır gider...



Yedi düvelin hala zorlayıp yıkamadığı bu ülke...



Şehit anaları taciz edilirse yok oluverir...



Bu arada ...



Bu meseleden sebeplenmeye çalışan iktidardaki siyasilere ne demeli?..



Ne demeli döktükleri göz yaşlarına!..





alıntıdır.



kaynak:internethaber.com





bu yazıyı yazan behiç kılıç a helal olsun diyorum o kadar.............
ForumZero♥♥♥