Forum Zero
ForumZero

Atatürk ve Milli Mücadele Yılları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Zero

  • Administrator
  • *
    • İleti: 1.757
    • Rep: 3153
    • Cinsiyet:Bay
    • Profili Görüntüle
Milli Mücadele Yılları!






   Alıntı:
   
   
      
         
             KONGRELER / CEMİYETLER



AMASYA GENELGESİ (BİLDİRİSİ) 21-22 Haziran 1919







Havza'daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geçtiler. Milli Mücadele çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi'ni hazırladılar. Hazırlanan bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e sunuldu. O'nun da onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı. Amasya Genelgesi, milli mücadelenin temel gerekçe, amaç ve yöntemini ilk olarak belirtmiş oldu. Amasya Genelgesi'nin yayınlanması İstanbul'da bulunan işgal güçlerinin tepkisini çekmişti. Özellikle İngilizlerin, Mustafa Kemal'i geri getirmek için İstanbul Hükümeti üzerindeki baskıları iyice artmıştı. Mustafa Kemal, İstanbul'a dönmediği için daha sonra görevinden alınacaktır. O sırada İçişleri Bakanı olan ve Milli Mücadele'ye sıcak bakmayan Ali Kemal Bey, bir genelge yayınlayarak, Mustafa Kemal'in iyi bir asker olduğunu, fakat İngiliz baskısı sonucu görevinden alındığını duyurmuştur.  Amasya Genelgesi'nin içeriği şöyledir:

 1- Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir.

2- İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir.

3- Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

4- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.

5- Anadolu'nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre toplanacaktır.  

6- Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.

7- Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.

8- Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.











ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)













Anadolu'da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı. Amasya Genelgesi'nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal'e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu'daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler. Amasya Genelgesi'nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi. Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti. Kongre, 10 Temmuz'da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal'in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal'in seçilmesini sağladı. İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı. Erzurum Kongresi'ne katılanlar, 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu.  Alınan Kararlar

 1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.

2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.

3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.

4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.

5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.

6. Manda ve himaye kabul edilemez.  

7. Milli Meclisin derhal toplanmasını  ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.

8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.







BALIKESİR KONGRELERİ













Balıkesir Kongresi, bölgedeki milli kuvvetlerin sayılarının artması karşısında, bunların bir düzen altına alınması, beslenme ve teçhizatın sağlanması amacıyla düzenlendi. 28 Haziran - 12 Temmuz 1919 günleri arasında Hacım Muhittin Çarıklı başkanlığında toplandı. Balıkesir ve çevresinde Yunanlılar'ı Anadolu'dan çıkarmak için bir direniş hattı oluşturuldu.  26-30 Temmuz arasında, I. Balıkesir Kongresi'nde kurulan Merkez Heyeti, teşkilatı kuvvetlendirmek için Erzurum Kongresi sürerken, ikinci bir kongre topladı. Kongreye katılanlar bütün güçlerini birleştirmeyi, Yunanlılara karşı savaşmak için asker toplamayı ve gereken diğer bütün önlemleri almayı kararlaştırdı. Kongre, direniş hareketinin meşruiyetini sağlayacak bir dil kullandı. Yöre halkına ve İstanbul'a yumuşak mesajlar göndererek, faaliyetlerinin ittihatçılık ve çetecilikle alakası olmadığını, amaçlarının saltanatın ve hilafetin korunması olduğunu belirtti. Ayrıca, mücadelelerinin Yunan işgalini bertaraf etmekle sınırlı olduğu ve herhangi bir iktidar kaygısına düşmedikleri vurgulandı. Bu kongre, asker toplamanın yanında, bütün kongrelerde olduğu gibi, padişaha olan bağlılığını da bildirmişti. İşgal devletlerinin temsilcilerine telgraflar çekilmişti.











ALAŞEHİR KONGRESİ (16 - 25 Ağustos 1919)













Erzurum Kongresi sürerken, Ege'deki vatanseverler de Balıkesir'de büyük bir kongre toplamıştı. Erzurum Kongresi bittikten sonra, bu vatanseverler Alaşehir'de tekrar bir araya gelip yeni bir kongre topladılar. Bu kongrede, Balıkesir Kongresi ve Erzurum Kongresinin kararları görüşüldü. İki önemli konuda karar alındı. Batı Anadolu'da Yunanlılara karşı direnilecek ve ölünceye dek bu direniş sürecekti. Bu amaçla silahlanma ve askere alma gibi her tür işlem yapılacaktı. Gerekirse İtilaf Devletlerinden yardım istenecekti. Kongreye katılanlar, mutlaka gerekli ise bölgelerinin Yunanlılar yerine İtilaf Devletlerince işgalinin daha uygun olacağını saptamışlardı.







SİVAS KONGRESİ (4 -11 Eylül, 1919)













Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile milli bir kongre olarak öngörülmüştü. Erzurum Kongresi'nden sonra kongre ile ilgili çalışmalar yapılıyordu. Bu arada, Fransızlar Sivas Kongresine karşı bazı önlemler alıyordu. Fransız Binbaşı Brunot, kongrenin toplanması halinde Sivas Valisi Reşit Paşa'ya şehrin işgal edileceğini söylemişti. Hatta, Elazığ Valisi Ali Galip, kongreyi basmakla görevlendirilmişti. Tüm engellemelere rağmen, kongre 4 Eylül 1919'da bugün lise olarak kullanılan binada saat 15:00'de toplandı. (Katılanlar) Mustafa Kemal'in Kongre başkanlığına seçilmesine kimi üyelerden itirazlar geldi. Ancak yapılan seçimde kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Kongre ilk günlerinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişkisi olup olmadığını tartıştı. Daha sonra manda sorunu gündeme geldi. Sivas Kongresi, ilk milli kongre niteliğinde olduğu için kararlar da bu doğrultuda alınmıştır. Erzurum Kongresinde alınan kararların tümü kabul edilmiştir. Yurtta ayrı ayrı bölgesel olarak çalışan tüm cemiyetlerin birleştirilmesi ve tek yönetim altına alınması sağlandı. Yeni bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve bu heyetin başına Mustafa Kemal getirildi.  Sivas Kongresi Kararları  

 1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.

2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.

3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.

4. Kuvay-ı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.

5. Manda ve himaye kabul olunamaz.

6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan'ın derhal toplanması mecburidir.

7. Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.

8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.











AMASYA GÖRÜŞMELERİ ve PROTOKOLÜ

 (20-22 Ekim, 1919)







Ali Rıza Paşa Hükümeti'nin temsilcisi Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Sivas Kongresi Temsil Heyeti adına Başkan Mustafa Kemal Paşa, Rauf (Orbay) ve Bekir Sami (Kunduh) Beyler arasında Amasya'da görüşmeler yapıldı. Amasya görüşmesi ve imzalanan protokoller, Anadolu'da başlatılan milli mücadelenin İstanbul Hükümeti'nce tanınması bakımından önemlidir. Yapılan toplantılar sonunda, önemli kararlar ve hükümler içeren, üçü açık ve ikisi gizli beş protokol hazırlanıp kabul edildi.







KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA KURULAN YARARLI VE ZARARLI DERNEKLER





I- YARARLI DERNEKLER :  A- Genel Amaçlı Dernekler :

 

1- İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti : İzmir, 1 Aralık 1918 Cemiyet, kendisine katılan "İstihlası Vatan Cemiyeti" ve kurulmasına yardımcı olduğu "İlhakı Red Cemiyeti" ile kaynaşmış olarak faaliyetine İstanbul'da devam ederken İzmir'deki faaliyetlerini de işgal dolayısıyla Denizli'ye nakletmiştir.

2- Tarakya - Paşaeli Heyet-i Osmaniyesi : Edirne, 2 Aralık 1918 Heyet-i Temsiliye'nin isteği ile Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını alarak, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesi olmuştur.

3- İstihlası Vatan Cemiyeti : Manisa, Kasım 1918 19 Mart 1919 Kongresi ile İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti'ne katılmıştır.

4- İlhakı Red Heyet-i Milliyesi (Müdafaa-i Vatan Heyeti) : İzmir, Aralık 1919

5- Hareket-i Milliye-Redd-i İlhak ve Redd-i İşgal Heyetleri : Balıkesir Balıkesir ve Alaşehir Kongresi ile genelleştirilmiştir. Sivas Kongresi'nden sonra da "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" teşkilatına dönüşmüştür.

6- Heyet-i Milliye :

a) Aydın Heyet-i Milliyesi

b) Denizli Redd-i İlhak Heyet-i Milliyesi Denizli'de 29 Mayıs 1919'da kurulmuştur. Asıl Heyet-i Milliye adını taşıyan Cemiyet, 7 ağustos 1919'da, Nazilli'de aktedilen bir kongre ile kurulmuştur. Nazilli Kongresi bu bölgede kurulan Heyet-i Milliye kuruluşları ile birleşmiş, Alaşehir Kongresi ile genişleyerek Batı Anadoluyu içine alacak şekilde yayılmıştır. Sivas Kongresi'nden sonra da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne katılarak, bu cemiyetin şubelerini oluşturmuşlardır. Nazılli Kongresi ile Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Isparta ve Antalya, Nazilli merkezine bağlanmıştır. Bağlanan kuruluşlar arasında, Çine Heyet-i Milliyesi, Akhisar Redd-i İlhak, Söke Heyet-i Milliyesi, Milas Müdafaa-i Vatan Cemiyetlerini sayabiliriz.
 7- Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti :Trabzon, 12 Şubat 1919 Rize,Gümüşhane,Giresun ve Ordu'da şubeler açmıştır. Cemiyet, Erzurum Kongresi'nden sonra "Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" şubesine dönüşmüştür. Sivas Kongresi'nden sonra da "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adını almıştır.

8- Kilikyalılar Cemiyeti : Merkezi İstanbul, 21 Aralık 1918

9-  Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti :Erzurum, 10 Temmuz 1919 2 Aralık 1918'de İstanbul'da kurulan "Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti"nin Erzurum şubesi, daha faal hareket etmek amacı ile " Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"ne dönüşmüştür. Kurucuları Erzurum Kongresi üyeleridir. Cemiyet, Sivas Kongresi kararı ile " Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"ne katılmıştır. Erzurum'da kuruluş ise anılan cemiyetin şubesini oluşturmuştur. Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin İstanbul merkez olmak üzere, ilk kuruluşunda Erzurum'dan başka Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bayburt, Bayezid, Hasankale, İspir, Narman, Bitlis, Erzincan, Şebinkarahisar, Van, Hınıs, Tercan, Tortum ve Yusufeli'de şubeleri vardı.

10- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti :Sivas, 11 Eylül 1919 Sivas Kongresi kararı ile kurulmuştur. Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak, Redd-i İşgal ve diğer benzeri isimler altında kurulan cemiyet ve heyetler tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Bu karardan sonra bir çok il ve ilçemizde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesi kurulmuştur.

11- Kars Milli İslam Şürası : Kars, Kasım 1918 17-18 Ocak 1919'da "Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkate-i Milliyesi" olarak adını değiştirmiştir.

12- İstanbul'da Müdafaa-i Hukuk davasını desteklemek amacı ile kurulan gizli cemiyetler : 1- Karakol Cemiyeti : İstanbul, Kasım 1919 Milli Mücadele'nin başlangıcında Anadolu'ya yardımcı olmuş, sonraları tehlikeli ilişkileri nedeniyle kapatılmış, yerine Müdafaa-i Milliye Teşkilatı ve MM grubu kurulmuştur.

2- MM Grupları :

a) Müsellah MM grubu

b) MM grubu (Müdafaa-i Milliye)

3- İstanbul Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : İstanbul, 1919
 13-  İstanbul'da kurulan diğer cemiyetler : a) Milli Kongre : İstanbul, 1918 Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti'nin oluşturduğu bir kuruluştur. Milli Kongre Fırkasının başkanı Esat Paşa, 1919 seçimleri dolayısıyla Ankara ile uyuşmazlığa düşmüş, İstanbul'da Meclis-i Mebusan'ın kapatılması sonucu, Fırkanın faaliyeti sona ermiştir.

b) Milli Ahrar Fırkası : İstanbul, 4 Mayıs 1919. Anadolu'daki hareketi desteklemiştir.

c) Milli Türk Fırkası : İstanbul, 23 Kasım 1918.  Anadolu'daki harekete bağlı kalmıştır.

d) Anadolulular Cemiyeti : İstanbul, Ağustos 1921
 

B- Kadınların Kurdukları Cemiyetler : 1. İstihlas-ı Milli Kadınlar Cemiyeti : İstanbul, 24 Kasım 1918

2. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti :Sivas, 10 Aralık 1919 Bu cemiyetin Konya, Niğde, Burdur, Aydın, Erzincan, Kayseri, Kastamonu, Eskişehir, Amasya, Yozgat, Pınarhisar, Viranşehir ve Kangal'da şubeleri kurulmuştur.

 II- ZARARLI DERNEKLER

 A. Milli varlığa ve Anadolu'daki milli harekete düşman cemiyetler :

1- İngiliz Muhipler Cemiyeti :İstanbul, 20 Mayıs 1919. Manda taraftarı

2- Wilson Prensipleri Cemiyeti : İstanbul, 14 Ocak 1919. Manda taraftarı

3- Kürdistan Teali Cemiyeti :İstanbul, Mayıs 1919.

4- Teali-i İslam Cemiyeti (Eski Cemiyet-i Müderrisin) : İstanbul, 19 Şubat 1919. Hilafetçi ve ümmetçi

5- Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti : İstanbul, Ocak 1919  28 Eylül 1919'da Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na katılmıştır.

6- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası : İstanbul, 14 Ocak 1919 Fırka, Sulh ve Selamet Cemiyeti ile Selamet-i Osmaniye Fırkası'nın birleşmeleriyle oluşmuştur.

7- Hürriyet ve İtilaf Fırkası : İstanbul, Ocak 1919

8- Nigehban Cemiyet-i Askeriyesi : İstanbul, Ocak 1919 Hürriyet ve İtilaf'la beraber hareket etmiştir.

9. Osmanlı İla-yi Vatan Cemiyeti : İstanbul, 19 Kasım 1919 Padişah taraftarı ve Müdafaa-i Hukukun tamamen karşısındadır. Cemiyet, gizli olarak Milli Mücadele aleyhine örgütlediği Tarik-i Salah (veya Tarikat-ı Salahiye) Cemiyeti ile beraber çalışmıştır. Bu dernek ve partilerin dışında, faaliyetleri sınırlı ve etkinliği yaygın olmayan, Osmanlı Mesai Fırkası, Osmanlı Çiftçiler Cemiyeti, Türkiye Sosyalist Fırkası, Vahdet-i Milliye Heyeti, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi, Türk Teali Cemiyeti, Müsalemet İttifakı, Amele Fırkası gibi kuruluşlar Anadolu'daki Milli Mücadele hareketinin karşısında olmuşlardır.

10. Lazistan Selamet-i Milliye Cemiyeti : Rize, 23 Nisan 1919 Gürcülerin çıkarlarına hizmet eden para ile tutulmuş kimselerden oluşmaktadır.

B. Azınlıkların Kurdukları Zararlı Dernekler :

1. Rumların kurdukları cemiyetler :

a) Mavri Mira :Rum Patrikhanesi'nde kurulmuştur. Yunan Kızılhaç Cemiyeti ile Resmi Göçmenler Komisyonu da Mavri Mira'ya bağlı idiler. Ayrıca, Rum okullarındaki izci kuruluşları da tamamiyle Mavri Mira tarafından yönetilmekteydi.

b) Pontus Rum Cemiyeti

c) Trakya Cemiyeti İttihad-ı Milli ve Kordos adlı cemiyetler
 2. Ermenilerin Kurdukları Cemiyetler :Daha önceleri Ermenilerin kurmuş oldukları Taşnaksütyan ve Hınçak adlı gizli ve yeraltı örgütleri milli mücadele döneminde de faaliyette bulunmuşlar ve yabancı devletlerle işbirliği yapmışlardır. Ermeni patriği Zaven Efendi de Ermenilerin örgütlenmesinde önemli rol oynamıştır.

 



       



KURTULUŞ SAVAŞINI YÖNLENDİREN KONGRELER







1. Kars Milli İslam Şurası : 14 Kasım 1918 2. Kars Milli İslam Şurası : 30 Kasım 1918 3. Kars Milli İslam Şurası : 17-18 Ocak 1919 İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye

 Cemiyeti Kongresi : 17-19 Mart 1919 1. Balıkesir Kongresi : 28 Haziran-12 Temmuz 1919 2. Balıkesir Kongresi : 26-30 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi : 23 Temmuz-7 Ağustos 1919       1. Nazilli Kongresi : 6-9 Ağustos 1919 Alaşehir Kongresi : 16-25 Ağustos 1919 Sivas Kongresi : 4-11 Eylül 1919  3. Balıkesir Kongresi : 16-22 Eylül 1919 2. Nazilli Kongresi : 19-23 Eylül 1919 1. Edirne Kongresi : 16 Ekim 1919 4. Balıkesir Kongresi : 19 - 21 Kasım 1919 2. Edirne Kongresi : 15 Ocak 1920 5. Balıkesir Kongresi : 10 -23 Mart 1920 Lüleburgaz Kongresi : 31 Mart - 2 Nisan 1920 Büyük Edirne Kongresi : 9 -13 Mayıs 1920    Afyonkarahisar Kongresi : 2 Ağustos 1920    

SAVAŞLAR ve ZAFERLER



DOĞU CEPHESİ



Ermeni Devleti, Rusya'da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918'de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.  Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti'ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, "Elviye-i Selâse" (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan'ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu'daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; "Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum'u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye'ye bırakılan Elviye-i Selâse'yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği" açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü.

 Taarruz için 7 Haziran'da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti'nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti.

 Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu'yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz'da Artvin'i almaları üzerine, 28 Eylül 1920'de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül'de Sarıkamış, 30 Ekim'de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım'da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli'nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.







TRAKYA CEPHESİ















Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra; Edirne-İstanbul demiryolunu kontrol etmek üzere bir Fransız alayı Trakya'ya yerleşmiş bulunuyordu. Fransız Generali Franchet D'Esperey ile Yunanistan Başbakanı Venizelos arasında imzalanan antlaşma ile Kuleliburgaz-Hadımköy hattı Yunan Ordusunun işgaline terk edilmişti.

 Bu gelişmeler karşısında, I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Eğilmez Paşa, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Ocak 1920 tarih ve 55 sayılı emrine uyarak bütün Edirne vilayetinde sıkıyönetim ve seferberlik ilan etti. Diğer taraftan Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 31 Mart 1920'de Lüleburgaz'da yaptığı ilk kongresinde dış tecavüzler ve iç ayaklanmalar karşısında her türlü tedbir alma yetkisini kolordu komutanına ve merkez heyetine vermeyi kararlaştırdı.

 San Remo Konferansı'nda, İtilaf Devletleri Edirne ile birlikte Doğu Trakya'yı da Yunanistan'a bırakmayı kararlaştırdılar.

 9 Mayıs 1920'de Edirne'de toplanan Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 2'nci kongresinde Edirne ve Doğu Trakya'nın Yunanistan'a bırakılmasını kesinlikle reddetti ve ülke topraklarının savunulmasını kararlaştırdı. Bu amaçla, yerli halktan asker toplamayı ve silahlı savunma tedbirleri almayı kararlaştırdı. Ayrıca, Cemiyet programını değiştirmekle birlikte ismini de Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti haline getirerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesi olmuştu.

 Sevr Antlaşması'nın imzalanmasını kolaylaştırmak, Osmanlı İmparatorluğu'na fiilen olduğu kadar hukuken de son vermek amacı ile İtilaf Devletlerinin de teşviki ile Yunan Ordusu bir taraftan Anadolu'da bir taraftan da Trakya'da harekete geçti. 20 Temmuz 1920'de başlayan Yunan Taarruzu sonunda Edirne 24 Temmuz 1920'de düştü. Sevr Antlaşmasının imzalanmasını takip eden günlerde Yunan Hükümeti kendi meclislerinden geçirdikleri bir kanunla Doğu ve Batı Trakya'yı bir genel valilik halinde Yunanistan'a kattığını ilan etti. Yunanlılar tarafından Edirne ve Doğu Trakya'nın ilhakına rağmen, Trakya'da işgale karşı silahlı mücadele devam etmiştir.

 Anadolu'da kazanılan büyük zafer ve orduların Boğazları geçerek Trakya'yı kurtarmak için harekete geçmeleri kararı karşısında, Boğazlarda bulunan İtilaf Devletleri ateşkes anlayışı içinde olmuşlardır. 15 Ekim 1922'de yürürlüğe giren Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Doğu Trakya, Yunan kuvvetleri tarafından boşaltıldı. 25 Kasım 1922'de Edirne Valiliğine tayin edilen Şakir Bey (Kesebir), Türk yönetimini yeniden kurmuştur. Lozan Konferansı sonunda, Yunanlıların Anadolu'da yakıp yıktıklarına karşılık, savaş tazimanatı olarak Karaağaç ve Bosnaköy Köprübaşlarının da Anavatana katılması kararlaştırılmıştır.







GÜNEY CEPHESİ













Mondros Ateşkes Antlaşması'nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu'nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu.

 Fransızların Adana'yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep'i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.







Devamı Altta;
         
      
   
   







ForumZero♥♥♥