Forum Zero
ForumZero

[ Atatürk’ün fikirleri mi yoksa resimleri mi?][İsrafil KUMBASAR]

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Zero

  • Administrator
  • *
    • İleti: 1.757
    • Rep: 3153
    • Cinsiyet:Bay
    • Profili Görüntüle
İsrafil Bey'in Yeniçağ'da yazmış olduğu ve gerçekten çok beğendiğim bir yazı, sabredin sonuna kdr okuyun, bu konu hakkında neler yapabiliriz somut olarak tartışalım, fikirlerinizi bekliyorum.

Atatürk’ün fikirleri mi yoksa resimleri mi?

TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebedi aleme göç eyleyişinin 67’nci yıldönümünde, her yıl olduğu gibi yine bütün yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve yurt dışı temsilciliklerinde düzenlenen törenler ile anıldı!..

Kimileri ölüm yıldönümünde her geçen gün yokluğunu daha da hissettikleri büyük devlet adamını, ‘rahmet’ ile andılar!..

Kimileri ise, fikirlerine tahammül edemedikleri bir Türk evladının ölümünü ‘timsah gözyaşları’ dökerek, ‘içkili-dansözlü’ eğlenceler ile ‘kutladı’!..

Cumhuriyet’in en çok satan gazetelerinin 10 Kasım 2005 tarihli başlıkları aynen şöyleydi:

- “Ey çılgın Türk, ruh aynı ruh, yol aynı yol!..”

- “Rahat uyu, cumhuriyet emin ellerde!..”

- “Özlemle anıyoruz!..”

Ne akılalmaz bir ‘pişkinlik’ değil mi?..

Hem ‘O’nun eserinin’ göz göze yokedilmesine alkış tutuyorlar, hem de bu yokoluş sürecini ‘O’nun yolu’ olarak takdim ediyorlar!..

Bir gazete ise Atatürk’ün öfkeli bakışları ile ünlü bir resmini sayfasına koymuş, altına şu sözleri yerleştirmişti:

- “Siz beni hâlâ anlamadınız?..”

O’nu anlatabilecek en çarpıcı başlık buydu!..

Birileri, aradan onca yıl geçmesine rağmen ne yazık ki Atatürk’ü hâlâ anlayamadılar!..

Birileri onu ‘anlamamakta’ ısrar ediyorlar!..

Birileri ise maalesef onu ‘yanlış’ anladılar!..

***

Türkiye’de ‘Atatürkçülükten’ geçinen ‘seçkin’ bir sınıf oluştu!..

Bu sınıf, ‘kendi kafasında’ çizdiği ‘yalan/yanlış’ Atatürk portresini, ‘tepeden inmeci’ bir yaklaşımla Türk milletine de dayatmaya çalışıyor!..

O’na ‘insanüstü’ vasıflar yükleyip, rozetlerini yakalarından indirmeyenler, onu ne yazık ki sadece ‘içki sofraları’ ile, ‘düzenlediği balolar’ ile, ‘dansa kaldırdığı kadınlar’ ile hatırlamak istiyorlar!..

Onun ‘fikirlerini’, ‘hayallerini’, ‘yapmak istediklerini’ akıllarına dahi getirmek istemiyorlar!..

Onun, “Tam bağımsızlık benim karakterimdir” sözlerini duymazdan geliyorlar!..

Onun, “Türkiye ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacaktır!..” sözünü unutup, “Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız” ifadesini ‘Batı taklitçiliği’ olarak algılıyorlar!..

Onun, Türk milli kültürüne hizmet için kurduğu ‘kurum’ ve ‘kuruluşları’ ideolojik saplantıları için ‘üs’ olarak kullanmaya çalışıyorlar!..

Onun, “Yurtta sulh, cihanda sulh!..” sözlerini ‘gerekçe’ yapıp, “Ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük, adalar ve Batı Trakya’yı geri alacağım!..” sözlerini yok sayıyorlar!..

Dün AP üyesi bir İngiliz milletvekilinin “Atatürk resimleri devlet dairelerinden indirilmelidir!..” sözlerine takılıp kalırken, bugün de utanmadan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın brovesinden ‘Atatürk resminin’ çıkarılmasını tartışıyorlar!..

Kimse cesaret edip de kendilerine sormuyor:

- “Bre efendiler, Atatürk’ün ‘fikirleri’ mi önemli, yoksa resimleri mi?..”

Maalesef Atatürk’ün ‘fikirlerinin’ içini boşaltıp, onu devlet dairelerinde asılı duran ‘kuru bir resim’ haline getirmeyi başardılar!..

***

Atatürk, bir ‘milliyetçi’ idi!..

O ‘milli’ değerlerine bağlı, bir ‘Türk milliyetçisi’ idi!.. Türklüğü, “Ne mutlu Türküm diyene!..” sözleri ile tarif ediyor, ‘anayasal vatandaşlık bağı’ kavramını şiddetle reddediyordu!..

Asla, ‘Atatürk milliyetçisi’ değildi!..

Atatürk, bir ‘halkçı’ idi!..

“Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, zekidir!..” diyor, herkesin ‘eşit’ olmasını, gelirden ‘eşit pay’ almasını istiyordu!..

Asla ‘halk dalkavuğu’ değildi!..

Atatürk bir ‘cumhuriyetçi’ idi!..

Egemenliğin, ‘kayıtsız şartsız millete ait olduğunu’ kabul ediyor,‘millet iradesinin’ üzerindeki her türlü egemenliği reddediyordu!..

Asla ‘tepeden inmeci’ değildi!..

Atatürk, bir ‘devletçi’ idi!..

‘Vahşi kapitalizmi’ dizginleyecek, “üretim araçlarını devletin emrine veren’ komünizme alternatif olabilecek bir ‘karma sistem’ oluşturmuştu!..

Asla ‘tekelci’ değildi!..

Atatürk, bir ‘devrimci’ idi!..

Devletin, oluşacak ‘yeni dengelere’ göre, ‘milli çıkarlar’ doğrultusunda ‘köklü değişikliklere’ gidebilecek bir dinamizm yakalamasını istiyordu!..

Asla ‘marksist/devrimci’ değildi!..

Atatürk, ‘laik düzen’ yanlısı idi!..

‘İmpatorluk’ geleneğine uygun olarak devletin herkese ‘eşit’ yaklaşmasını, ‘din ve vicdan hürriyetine’ saygı göstermesini arzu ediyordu!..

Asla ‘laik’ değildi!..

***

Atatürk, bir vecizesinde şöyle diyordu:

- “Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalden mahrum bir millet beşeriyet-i mütemeddine muvacehesinde uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye kesb-i liyakat edemez!..”

Onun kurmuş olduğu ‘bağımsız’ Türk devleti, ülkenin tepesine çöreklenen ‘gizli’ bir el tarafından daha ‘zengin’ ve ‘müreffeh’ olma vaadi ile Avrupa Birliği’nin kapısında her geçen gün ‘milli’ olma vasfından biraz daha uzaklaştırılıyor!..

‘İhanet cephesi’, bütün imkanları ile ‘tam kadro’ işbaşında!..

Peki ya ‘Atatürkçüler’ nerede?..

Atatürk’ün bu ülkeyi ‘iç’ ve ‘dış’ tehditlerden korumak ve kollamakla görevlendirdiği kurum ve kuruluşlar nerede?..

Atatürk’ün “Cumhuriyet tehlikeye düştüğünde, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeden müdahale edecektir” diyerek Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmakla görevlendirdiği ‘asil kan sahipleri’ ne yapıyor?..

Onlar ne yazık ki ‘Atatürk’ün izindeler!..

Ama sadece ‘izin’deler!..
ForumZero♥♥♥