WordPress tema türkçeleştirme ile alakalı olarak en güncel seçenekleri sunacak ve fikir edinmenize yardımcı olacağız. Bildiğimiz gibi dünya genelinde içerik sistemleri kullananların %20’lik bir kısmı WordPress sistemini kullanıyor. Bu da bilimsel olarak dünyanın en çok tercih edilen CMS modeli olduğunun en büyük kanıtlarından birisi. Tema kütüphanesi anlamında da dünya genelinden geliştiricilerin en çok çalışma yaptıkları sistemler arasında. WordPress temaları dediğimiz zaman dünyanın en çeşitli seçenekleri bildiğiniz gibi yabancı dil seçenekleri ile yabancılar tarafından yapılıyor. Themeforest, profesyonel WordPress temaları satın alabilmek için en çok tercih edilen sistemlerden birisi oldu. Yabancı dil seçenekleri ile geliştirilmiş olan temaları ülkemizde etkin bir şekilde kullanabilmeniz için TÜRKÇE dil seçeneğine çevirmeniz sizler için çok daha iyi olacaktır. Bunu birçok kişi bilmiyor ve zor olduğunu düşünerek ücretli olarak yaptırma yoluna gidiyorlar. WordPress sistemini tanıyan ve üzerinde uğraşan kişiler bu konuda kolaylıkla Türkçeleştirme işlemini uygulayabilirler. WordPress Tema Türkçeleştirme Nasıl Yapılır? Çok basit bir işlemdir arkadaşlar. WordPress temanızın kod bölümlerinden dilediğiniz tüm işlemleri sorunsuz bir şekilde yapabilirsiniz. WordPress, açık kaynak kodlu bir sistem olduğundan dolayı FTP üzerinden bağlanıp dosya dosya araştırmak yerine WP panel üzerinden temanızın ayarlarını yaparak bu anlamda en iyi seçenekleri değerlendirme şansına da sahip olabileceksiniz. Türkçeleştirme işlemini nasıl yapacağınıza gelirsek;
Öncelikle temanızı yükleyin ve aktif edin.
Sonrasında Görünüm > Düzenleyici kısmına giriş yapın.
Sağ kısımda temanızın dosyalarını liste halinde görebilecek, orta büyük kısımda da kodları göreceksiniz.
Temanın genel yapısı Header, Footer, Single, Comments üzerinde Türkçeleştirme yapmak için idealdir. Bu kısımların tamamında değiştireceğiniz kısımlar olacaktır.
Bu kısımları sağ taraftan seçerek İNGİLİZCE kelimesini aratabilir ve TÜRKÇE hallerini yazarak kaydedebilirsiniz.
Her temanın yapısı birbirinden farklı olduğundan dolayı bu anlamda öncelikleriniz belli olmalı. Temanın genel yapısını görerek tanırsanız şayet sorunsuz bir şekilde dil çevirisi yapabilirsiniz. Tema panelinden sorunsuz bir şekilde yapabileceğiniz çeviriler sayesinde temanızı kullanıcıların da TÜRKÇE olarak görmesini sağlayabileceksiniz. Türkçeleştirme işleminde herhangi bir sorun yaşamanız ihtimaline karşı her ne olursa olsun sitenizin ve temanızın genel yedeğini almanız önerilir.

 sponsorlu reklam
Geçtiğimiz günlerde ülkemizde de vizyonda olan Star Wars: Güç Uyanıyor filmi dünya genelinde çok ciddi anlamda yankı yarattı. Bildiğimiz gibi Hollywood sektörünün en büyük bütçeli ve geçmişten günümüze seri olarak bütünlüğü bozmadan ilerleyen en büyük yapımlarından birisi olarak dikkatleri çekiyor desek sanıyorum ki bu alanda yanılmış olmayacağız. Film ülkemizde beklenildiği kadar ilgi görmese de diğer dünya ülkelerinde bu alanda rekor kırmayı başardı. Beklenenin çok çok üstünde bir izlenme rakamına ulaşarak rekorlar kırmayı da başardı. George Lucas filmleri içerisinde en çok ön planda olan ve dünya genelinde izlenme rekorları kıran bu film, artık yepyeni rekorların sahibi olmayı da başardı. Darth Vader döneminde Hayden Christensen ile birlikte gelen çok büyük bir izleyici kitlesi, yeni serilerde bu efsane karakteri göremeyecekler ancak filmde yepyeni bir kurgu yaratıldı. Baştan aşağı geleceğe yönelik yepyeni bir hikaye. Aslında film beklentilerin altında kaldı. Önceki filmlere nazaran çok daha durağan ve aksiyondan uzak bir film olarak dikkati çektiğini de net bir şekilde söyleyebiliriz. Star Wars: Güç Uyanıyor hasılatı ile alakalı olarak kesin bilgiler de yayınlandı. 1 Milyar 560 Milyon Dolar gişe hasılatı rakamına ulaşan ve her geçen gün bu rakamı hızlı bir şekilde katlayan Star Wars: Güç Uyanıyor, vizyonda olmaya devam edeceği süre içerisinde dünya rekoru kırma yolunda da çok ciddi anlamda iddialı adımlar atıyor demek bu alanda yanlış olmayacaktır. Türkiye artık yeni rekorları çok daha yakından takip eden ülkelerden birisi olarak dikkatleri çekiyor diyebiliriz. Dünyanın en çok izlenen filmleri listesi içerisinde de kendisine yeni bir rekor ile yer buldu. Avatar ve Titanic yapımlarının ardından Star Wars: Güç Uyanıyor an itibari ile 3. sıraya oturmayı başardı. Bu da filmin ne denli büyük bir gelir elde ettiğini bizlere gösteriyor. İlk sırada James Cameron yapımlarının yer alması aslında çok da şaşılacak bir durum değil. Star Wars, bunca eleştiri almasına rağmen böyle bir rekoru kırmayı başarıyor ise serinin devam filmlerinde çok daha farklı başarıların gelmesi gündemde. 2017 yılında ise yeni bir filmin daha yayına girmesi geçtiğimiz günlerde kesinleşti.

Bu yazımızda siz değerli okuyucularımız ile birlikte 2016 Google SEO algoritması ile alakalı olarak bilgiler edinecek ve fikir sahibi olmanıza da yardımcı olacağız. Bildiğimiz gibi birkaç senelik dilim içerisinde arama motorlarının kralı Google, algoritması üzerinde herhangi bir şekilde güncelleme yapmıyor. Hatta bunu bir kenara koyalım, pagerank güncellemesi dahi yapmıyor. Bunun ardında yatan çok ciddi nedenler olduğunu az çok tahmin ediyorduk. Nitekim beklenildiği gibi de oldu. Çok ciddi bir güncelleme dönemi kısa süre içerisinde bizlerle olacak. 2016 SEO güncellemesi ile alakalı olarak öncelikle yurtdışı kanallarını kapsamlı bir şekilde inceledik ve sizlere bu anlamda yeni seçenekleri herkesten dinledik. Google şirketi, arama motorunun çalışma sistemi ile alakalı olarak kapsamlı bir güncelleme yapma yoluna gidecek ve bununla birlikte tamamen kullanıcıya doğru sonuçlar sunabilmek adına yeni bir web sitesi listeleme yoluna da gidecekler. Önemli bir gelişme ve yakın zaman içerisinde uygulamalar ile alakalı teknikler de ciddi anlamda yenilenme yoluna gidecek diyebiliriz. Güncelleme Neleri İçerecek? Arama motoru sonuçlarında çok ciddi bir daralma meydana gelecek gibi görünüyor. Ne gibi bir daralma? Bildiğimiz gibi aklınıza gelebilecek her türlü web sitesi arama motorlarının sonraki sayfalarında da olsa listelenmeye başladı. Arama motoru üzerinde listelenmelerin daralacağı ve artık her web sitesinin dizinde yer alamayacağını net bir şekilde söyleyebiliriz. Google, arama motoru listelemelerinde artık kalite sınırı üst düzeyde olan ve okunan web sitelerine yer verecek. En azından bu listeleme içerisinde okuyucunun site içerisinde geçirdiği zaman dikkate alınacak. SEO kriterleri ile alakalı olarak çok ciddi bir yenilenme sürecinin de geleceği beklenen gelişmeler arasında yer alıyor diyebiliriz. Ülkemiz genelinde bu tip konular ile alakalı olarak çok daha yenilikçi seçenekler ortaya çıkacak. Şuan için kimse bu konuda net bir şekilde yorum yapamıyor ancak yorum yapılmaya başladığımız dönemde sizleri de sitemiz içerisinde bu anlamda bilgilendireceğiz. Yeni bir algoritma ile birlikte Google şirketinin Pagerank gibi bir puanlama sistemi de getirmesi gündeme geldi. Konu ile alakalı olarak daha yeni seçenekleri sizlere sürekli olarak sunacağız.

Dünyamızın atmosferine küçük bir meteor girdiğinde, bir vakum ortamından havaya giriş yapmış olur. Vakum ortamında sürtünme olmadığından yol almak kolaydır, enerji gerektirmez. Ancak havada yol almak aynı şey değildir.
Uzay boşluğunda hareket eden bir meteorların hızı saatte onbinlerce kilometreye ulaşabilmektedir. Bir meteor atmosfere çarptığında önündeki hava kütlesi oldukça yüksek bir hızla sıkışır. Bilindiği üzere gazlar sıkıştırıldıkça sıcaklıkları yükselmektedir. Meteorların önünde sıkışan hava kütleleri o kadar yüksek sıcaklıklara ulaşır ki, meteorlar buharlaşır, parçalanır ya da kora dönüşür. Çoğu zaman hava meteoru geriye bir şey kalmayana kadar yakar. Burada sıkışan havanın sıcaklığı 1650 dereceye kadar yükselebilir ve bu pek çok maddeyi eritecek ve buharlaştıracak kadar yüksek bir sıcaklıktır.
Peki, uzay mekikleri ya da kapsülleri ile nasıl oluyor da astronotlar dünyaya parçalanmadan dönebiliyorlar! Aynı etkiler dünyaya geri dönüş yapan uzay mekikleri ve kapsülleri üzerinde de gerçekleşiyor. Uzay araçlarının dünyaya sağlam bir şekilde geri dönebilmesini sağlayan iki temel teknoloji bulunmaktadır.
1. Ablatif Teknolojisi
2. Yalıtıcı Seramik Kaplama Teknolojisi
Ablatif Teknolojisi:
Bu teknolojide uzay aracının dış kısmı yüksek sıcaklıklarda eriyen ve buharlaşan bir madde ile kaplanır. İniş sırasında eriyen ve buharlaşarak uzaklaşan ablatif madde beraberinde enerjinin büyük bölümünü de götürmüş olur. Apollo uzay araçları ablatif teknoloji ile korunmuştur.
Yalıtıcı Seramik Kablama:
Uzay mekiklerinin dış yüzeyi özel bir seramik ile kaplanmıştı. Silis (SiO2) oldukça iyi bir yalıtkandır. Yüksek sıcaklıklara dayanıklı özel seramiklerle kaplanan uzay mekikleri bu sayede dünyaya dönebilmişlerdir. Hava kırıcı seramikler amorf silika fiberlerden preslenerek ve sinterlenerek üretilmiştir. Bu sayede %93 gibi yüksek bir gözeneklilik ve düşük bir ısıl genleşme özelliği, düşük ısı iletkenliği ve ısı şoklarına karşı dayanıklı bir malzeme elde edilmiştir.

1999 yılında kurulan İsviçreli lüks telefon üreticisi Gresso, yeni modeli Regal’in duyurusunu gerçekleştirdi. Cihazın fyatı ise tam 3000 dolar olarak açıklandı.
Google’ın Nexus 6’sının pahalı olduğu mu düşünüyorsunuz? Yoksa 64 GB’lık iPhone 6 Plus ya da Galaxy Note 4 için keşke 400-500 TL daha ucuz olsaydı diyenlerden misiniz? Öyleyse bu telefon haberi sizi biraz tuhaf hissettirecek.
1999 yılında kurulan İsviçreli lüks telefon üreticisi Gresso, yeni modeli Regal’in duyurusunu gerçekleştirdi. Sınırlı sayıda üretilecek bir -limited edition- modeli olan cihazın fiyatı ise tam 3000 dolar olarak açıklandı. Evet, bir yazım hatası söz konusu değil, Gresso Regal adlı akıllı telefon 3000 dolar fiyat etiketi ile satışa sunulacak.
14-10/31/gresso_regal_main.jpg
Peki bu telefonun özellikleri neler? 5 inçlik Full HD çözünürlüklü ve Gorilla Glass 3 kaplamaya sahip ekran, 2 GB RAM, 1.5 GHz hızında çalışan dört çekirdekli işlemci, 32 GB dahili depolama kapasitesi donanım özellikleri durumunda. Gerçekten orta seviyenin sadece çok az ötesinde özellikler!
13 megapiksel arka/5 megapiksel ön kameraya sahip cihazın işletim sistemi sürümü ise inanılmaz ama Android 4.2.1 yani Jelly Bean..
Peki neden pahalı? Öncelikle bu aygıt bir teknoloji öncelikli ürün değil, tasarım öncelikli ve titanyumdan imal edilmiş ve sınırlı sayıda üretilecek bir sürüm. Şu eldivenle testi gerçekleştirilen, deri kapaklı kutulardaki telefonlardan biri yani.

Hidrojen bombası veya füzyon bombası, kontrolsüz termonükleer enerji sağlayabilen yıkıcı nükleer silah.

Hidrojen bombasının yüksek boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atom yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon).

Atom bombasının aksine fisyon değil füzyon reaksiyonu esasına dayalıdır. Füzyon reaksiyonunu başlatmak için gerekli ateşleme, sıcaklık küçük bir atom bombasını patlatmak suretiyle sağlanır. Ancak reaksiyon çok kısa bir sürede olduğundan, bomba maddesi buharlaştığı için toplam maddenin yalnızca bir kısmı füzyona uğrar. Füzyona uğrayan madde bir uranyum kılıfı içine alınacak olursa, bu iki bakımdan yarar sağlar:

Uranyumun ağır bir metal olması ve buharlaşma sıcaklıklığının çok yüksek olması termonükleer enerjinin daha uzun sürmesini sağlar.
Füzyondan meydana gelen nötronlar uranyumun fisyonuna sebep olacağından patlamadan açığa çıkacak enerji daha da artmış olur.
Küçük atom bombalarına ihtiyaç duyan hidrojen bombalarına temiz, büyük atom bombalarına ihtiyaç duyanlara ise kirli bomba denir.

Termonükleer reaksiyonlar için gerekli ısının kimyasal patlayıcı maddeler ile sağlanması düşünülmüştür. Bu durumda deklanşör görevini gören atom bombasına gerek kalmayacak ve radyoaktivitesi de ortadan kalkmış olacaktır.

Termonükleer ürünlerden hiçbiri radyoaktif değildir. Sadece trityum zayıf bir radyoaktivite gösterir. O halde hidrojen bombasının radyoaktif etkisi yoktur, ancak bu bombayı ateşlemek için kullanılan atom bombasından gelen etki vardır. Oldukça küçük deklanşör atom bombaları kullanan hidrojen bombalarında bu etki azdır.

Tarihçe keşif

ABD, 1952'de atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombasını geliştirdi. İlk hidrojen bombası 1954 yılında Büyük Okyanus’taki Marshall Adaları’na atılarak ABD tarafından denenmiştir. Atılan bomba Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 1.000 katı gücündedir.

Sovyetler 30 Ekim 1961 tarihinde, saatler Greenwich saati ile 8:30'u gösterirken Novaya Zemlya'da Tsar Bomba lakaplı 57 megatonluk bir hidrojen bombası denemesinde bulunmuştur. Bu bomba Hiroşima'ya atılan atom bombasından yaklaşık 3.800 kat daha güçlüdür. Oluşturduğu alev topu 965 km (599.624 mil) öteden gözlenebilmiştir.

Bilgisayar mühendisliği temel olarak yazılım, programlama ve algoritma ile ilgilenir. Bilgisayar ağları, veritabanı yöneticiliği ve gömülü sistemler de diğer çalışma alanlarıdır.

Bilgisayar mühendisleri, programlama dilleri, yazılım tasarımı ve yazılım - donanım tümleştirmesi eğitimi alırlar. Yazılımların neyi yapabileceği neyi yapamayacağı (bk. Hesaplanabilirlik), yazılımların belirli bir görev üzerinde nasıl etkili bir verim gösterebilecekleri (bk. algoritma ve karmaşıklık), yazılımların saklanmış bir veriyi nasıl yazıp okuyabilecekleri (bk. veri yapıları ve veritabanları), yazılımların nasıl daha akıllı çalışabilecekleri (bk. Yapay zekâ), insan ve yazılımların birbirleriyle nasıl bir iletişim içerisinde olacakları (bk. insan bilgisayar etkileşimi ve kullanıcı arayüzleri) konuları üzerinde ve ASIC, FPGA, devre tasarımı ile donanım-yazılım entegrasyonu alanlarında çalışırlar.

Gökyüzü neden dev bir pervane gibi görünüyor acaba? Yanıt gök aydınlığı. Geçtiğimiz yaz Utah, ABD'deki Bryce Kanyonu'nda çekilen bu görüntüde, kesikli yeşil aydınlığın bir gölden Samanyolu Gökadamızın kemerine doğru yükseldiği görülüyor. Nadir rastlanan bu doğa olayını meydana getiren atmosferdeki yerçekimi dalgaları ve havanın seyreldiği yüksekliklerde (bu olayda yerden yaklaşık 90 km yukarıda) değişen hava basıncının sebep olduğu dalgalanmalardır. Yüksek enlemlerde görülen ve enerji yüklü parçacıkların çarpışması sonucu oluşan kutup ışıklarının aksine, gök aydınlığı kimyasal reaksiyondaki ışık üretimi olan kimyasal ışıma sonucu ortaya çıkar. Gökyüzünde çoğunlukla ufka yakın bölgelerde gözlenen gök aydınlığı, gece gökyüzünün tamamen karanlık olmamasına neden olur.

WhatsApp'ın program kodlarında yapılan bir keşif,
popüler mesajlaşma uygulamasının gelecekte
Facebook ile veri alışverişinde bulunabileceğini gösteriyor.
WhatsApp'ın beta sürümünde keşfedilen kodlar, uygulamanın hesap bilgilerinizi
Facebook ile paylaşabileceğini söylüyor.
Bununla birlikte işlevin varsayılan olarak etkin olup olmayacağı bilinmiyor.  İnternete sızan ekran görüntülerinden gelecekteki sürümlerin "deneyimi geliştirmek" için
Facebook ile veri paylaşımında bulunacağı anlaşılıyor.
Bu işlevi açıp kapamaya yönelik ayar ise WhatsApp'ın hesap ayarlarında bulunuyor.
İşlev beta sürümünde bile görünmediğinden, kullanıcılara sunulup sunulmayacağı belli değil.
WhatsApp'ın sahibi olan Facebook, bu tür bir bağlantıyla ücretsiz olarak sunulan WhatsApp'tan gelir elde etmeyi planlıyor olabilir.
 Bununla birlikte sohbet içeriklerinin Facebook ile paylaşılan verilere dahil edilmesi, gizlilik konusunda yeni endişelere neden olabilir.