Oyundaki karakterler Oyundaki yeni karakterleri daha yakından tanıyın.
İsim:Hamadah bin Shabah
(Kırmızı / Erkek)

Kurt : Kullanıldığında %30 fazladan Altın kazandırır

Hikaye :    

"Arap zengini Hamadah, ailesi kurt adamlar tarafından kaçırılınca tüm istihbaratını ve bağlantılarını Pedro’nun kullanımına açmıştır. Yanlış bir şey yapmasına karşın Kurt adamlar tarafından devamlı izlenmektedir. "





2. KARAKTER : İsim:Lin Meiling
(Kırmızı / Kadın)
Kurt : Kullanıldığında %30 fazladan GP kazandırır

Hikaye    

"Hong Kong doğumlu Meiling, otacılık yapan babasına yıllarca yardım etmiş ardından Dragon Head şirketinin satış müdürü olmuştur. Hırsla dolan Meiling işini genişletmek için terörist kurt adamlarla anlaşma sağlamış ve böylece gizliden gizliye dünyaya açılmıştır. "




3. KARAKTER

İsim:Reinhard Schneider
(Mavi / Erkek)

KURT: Kullanıldığında %30 fazladan Altın kazandırır

HİKAYE :    

"Küçüklüğünden beri hep asker olmak isteyen Reinhard, bundan beş sene önce Fransa’ya gidip askeri sınavlara girer. Sınavı kazanıp orduya alınan Reinhard 5 sene boyunca dünya çapındaki operasyonlarda hizmet verir. 5 yılın ardından hizmet süresi dolunca ordudaki görevini uzatıp uzatmama konusunda kararsız kalır. Fakat Pedro ve kurtları Marsilya’da eylemler gerçekleştirince Birleşik Görev Timine katılır. Marien’den etkilenen Reinhard bu timi de bırakıp GIGN’ye yazılır. "



4. KARAKTER :

İsim: Marien Arnault
(Mavi / Kadın)


Kurt : Kullanıldığında %30 fazladan GP kazandırır

Hikaye    :

"Çok zengin bir ailenin tek kızı olarak el bebek gül bebek büyütülen Marien, babasının tüm itirazlarına rağmen “imtiyazlar sorumluluğu da beraberinde getirir” düşüncesi ile Fransız Özel Kuvveti GIGN’ye gönüllü olarak katılmıştır. Kusursuz operasyonlarıyla tanınan GIGN timinde yoğun eğitimlerden geçen Marien kısa sürede başarı göstererek orduya katılır. Ardından özel bir taarruz ekibine alınır ve Pedro’nun Marsilya’da gerçekleştirdiği terörist bir eylemi önlemek için gönderilir. Rehine kurtarma operasyonlarında sağladığı başarılarla ünlenir. "




5. KARAKTER :

İsim:Angela Mao
(Mavi / Kadın)

Kurt: Kullanıldığında %30 fazladan altın kazandırır

Hikaye :   

Pagan tıbbi ilaç laboratuvarının sahibi ve aynı zamanda yarı Çinli yarı Amerikan olan babası babası Dr. Mao zeki bir adamdır. Fakat bir gün, bir çeşit yaratık tarafından ısırılarak öldürülmüş halde bulunur. Angela, babasının rakip güçler tarafından öldürüldüğünü düşünüp ölüm sebebini araştırmaya başlar. Annesinin sürüş kabiliyetini, babasının zekasını alan Angela Kurt askeri akademisini başarıyla bitirir. Artık o, Kurt Takımı'nın önde gelen teğmenlerinden biri olmuştur.





6. KARAKTER :

İsim: Christopher Smith
(Mavi / Erkek)

Kurt : Kullanıldığında %30 fazladan GP kazandırır

Hikaye    :

Çok uluslu kuvvetler Kurt Takımını, '1. Kurt Birliği' ya da şimdiki adıyla 'Lycan' örgütünü gizli tutmak için oluşturmuştur. Kurt Takımının tüm üyelerine Pagan tibbi ilaç şirketinin 'Anti-Epoksin' enjekte edilmiştir, bu sayede Ölümsüz Kurt sendromunu birkaç yan etkisiyle birlikte kontrol edebilmektedirler. Eskiden Amerikan Ordusu'nun bir komandosu olan Christopher Adana İncirlik Üssünde de görev yapmıştır, geçmişte verdiği yanlış bir karar yüzünden tüm birliğinin yok olmasına neden olmuştur. Bu olaydan sonra Kurt Takımı'na alınmış ve şu an da keşif ekibinin kaptanlığını yapmaktadır.



7. KARAKTER :

İsim:Adriana Tenorio
(Kırmızı / Kadın)

Kurt : Kullanıldığında %30 fazladan altın kazandırır


Hikaye    :

Lycan'ın duygusal üyesi. Lycan'a kuzeni, aynı zamanda patronu olan Pedro sayesinde katılmıştır. Pedro'nun insanlara karşı sert ve kurnaz yaklaşımlarından dolayı düşman edinmesinden ve yalnız kalmasından endişelenen Adriana, düşmanlarla aradaki dengeyi sağlayan özel biri haline gelmiştir. Güzelliğini kullanarak arkası kuvvetli politikacılardan çok gizli devlet sırlarını ele geçirmektedir. Fiziksel olarak güçlü değildir ve strateji bilgisi yoktur fakat doğal casusluk yetenekleri onu ekibin özel bir üyesi kılmaktadır.





8. KARAKTER :


İsim: Pedro Gomes
(Kırmızı / Erkek)

KURT : Kullanıldığında %30 fazladan GP kazandırır

Hikaye : Hikaye    

1. Kurt Birliği' üyesiydi ve daima kazanma hırsıyla yanıp tutuşan biri olarak tanınırdı. Sonunda, birlik komutanını öldürdü ve liderliğe sahip oldu. Ardından birliği bir örgüte dönüştürüp 'Lycan' adını verdi. Pedro 1990'lı yıllarda Afganistan ve Lübnan'da özel gerilla eğitimi aldı. Kardak harekatı sırasında Türk ordusuna taktiksel bilgi sağladı.

Görevler esnasında çeşitli silahları kullanma hakkına sahipsiniz.

WolfTeam çeşitli silahları kullanma seçeneğini size bırakıyor.

Eski yıllardan kalma tarihi geçmiş silahların yanında, modern silahlar ve ileri teknoloji aygıtları ile savaşabilirsiniz. Her silahın kendine özgü kabiliyetleri vardır. WP ekipman sistemi, size daha önceden yaşamadığınız bir deneyim yaşatacak. Bu yeni sistem sizi yıkım harekatının dünyası ile tanıştırmaya geliyor.

Hasar verme oranları; menzilinize ve ateş edilen mühimmatın kalitesine göre değişiklik gösterebilir. Bir başka ilgi çekici seçeneğiniz kendi silahınızı kendi tarzınızı kullanarak oluşturmaktır. WolfTeam ayrıca özel bazı haritalarda tek bir oyuncu tarafından bitirilemeyen, 2 veya 3 oyuncunun dayanışmasını zorunlu hale getiren bir yapıya sahip.

Yakın zamanda mutlak insan sağlığını bulma, koruma ve yaşatma araştırmaları sırasında DNA'ları kurtlarınki ile benzeşen kimi insanlar keşfedildi.

Bu insanların çoğunun mükemmel fiziksel performans gösteren atletler ve paralı askerler olduğu ortaya çıktı ve hepsinin diğer insanlardan daha kısa bir yaşam süresi olduğu saptandı.

"Epoxyn" adlı yeni ilacını, DNA'ları kurtlara benzeyen insanların tedavisi için piyasaya çıkaran uluslararası şirketler grubu Pfien, aynı zamanda tam olarak ters tepki yaratan "Anti-Epoxyn”i buldu ve büyük bir gizlilik içinde bu zehri Fransız Ordusu'na sattı.

Fransız Ordusu, "WolfTeam" yani Kurt Takımı adında, 2. Yabancı Lejyon olarak da bilinen yeni ve özel bir güç kurdu. Kurulan bu takım için dünya çapında araştırmalar yapan Fransız Ordusu, buldukları özel birliklerle Wolfteam’i gün geçtikçe güçlendirdiler.

Takıma girebilmenin tek kuralı, basit bir fizik testinden geçmek ve "Anti-Epoxyn"e uyumlu olunup olunmadığını anlamak için yapılan kan testiydi. "Yabancı Lejyonlar" kurallarına göre, Lejyona alınan birliklerin yaşları, fiziksel kabiliyetleri ve kendi ülkelerinde yasal olmayan işlere bulaşıp bulaşmadıkları herhangi bir değer taşımıyordu.

"WolfTeam"’in kuruluş amacı, Anti Epoxyn’in yarattığı güç ile insanüstü performans gösteren, askeri taktikler ve casusluk gibi stratejilerde dünya çapında rakibi olmayan özel bir savaş örgütü haline gelmekti.

"WolfTeam"in ünü sürekli olarak büyüdü ama zaman ilerledikçe Fransız Ordusu bu gücün kontrolden çıktığını fark etti. WolfTeam takımındakiler, görevlerini tamamladıktan sonra gereksiz cinayetler işliyorlar, savaştıkları bölgeyi darmadağın ediyorlar ve bir kere kan banyosu başladığında hiç bir emre itaat etmiyorlardı.

Her "WolfTeam"in bir lideri vardı ve takım üyeleri liderlerine eksiksiz olarak itaat etmek zorundaydı. Ama zamanla, "WolfTeam" savaşçılarının rütbe ile orantılı olmayan bir takım içi düzeni oluşmuştu. Fransız Ordusu bu düzensizliğin Anti-Epoxyn'in bir yan etkisi olduğunu düşündü ve Pfien ile birlikte araştırma başlattı.

Bir gün, yedi "WolfTeam" üyesi savaş bölgesi dışında birbirlerini öldürdüler. Askeri Polis ve Pfien'in araştırmacıları konuyu çözüme ulaştırmak için bölgeye sevk edildiler ama suikasta kurban gittiler; bu noktadan sonra tüm "WolfTeam" üyeleri ordu ile bağlarını kopardılar.

"WolfTeam" üyeleri artık ordudan bağımsız paralı askerler olarak yaşamlarını sürdürüyorlar ve Fransız Ordusu'nun kendilerini kovalamasına karşı tüm güçleri ile savaşıyorlar.

allah rahmet eylesin :S  cok üzüldüm gercekten  :S :S #üzgün# #üzgün#

xd  #sevincli# #sevincli# :Fugitive_-_a5ueiRdghrbQS9twFF

ne Sbs Ne Kgs xD Alayına Çgh xD ##s7## ##s7##

Sürtünme Diyince Aklıma Başka Şeyler Geldi Bir An Zarif xD  :Fugitive_-_a5ueiRdghrbQS9twFF #hehehee# :puanveren: :puanveren:

    Her ne kadar günümüzde pek çok kullanıcı kendi sistemini kendisi topluyor olsa da başta Amerika olmak üzere pek çok ülkede hazır sistemler popülerliğini korumaya devam ediyor. Özellikle donanım dünyasına uzak olan fakat paranın satın alabileceği en iyi sistem ve donanıma sahip olmak isteyen kullanıcılar üreticilerin hazırladığı yüksek performans odaklı özel bilgisayarlara ilgi göstermeye devam ediyorlar. Ülkemizde firmaların yurt dışına göre yeni yeni yoğunlşamaya başladığı "yüksek performans" sistemlerinin kuşkusuz en önemli oyuncularından biri Dell. Zira geçtiğimiz yıl konusunda segment lideri firmalardan biri olan Alienware'i satın alarak bu konuda iddiasını ve gelecek hedeflerini ortaya koyan firma, duyurusunu yeni yaptığı özel modelleri ile dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı.
    Dell geçtiğimiz günlerde performans odaklı iki yeni sistemini anons etti. Firmanın duyurduğu sistemlerden biri XPS çatısı altında hazırlanan özel bir masaüstü bilgisayar iken diğer model ise firmanın alt iştiraki olan Alienware'in hazırladığı "Desktop Replacement" serisi dahilinde hazırlanan yine özel bir dizüstü bilgisayar. Dilerseniz önce XPS serisi dahilinde masaüstü kullanıcıları için hazırlanan 730 H2C modeli ile haberimize devam edelim. Son kullanıcılar için uzunca bir süredir XPS markası ile yüksek performanslı bilgisayarlar hazırlayan Dell'in yeni gözdesi XPS 730 H2C, teknik özellikleri ve detayları ile yine dikkat çekecek gibi görünüyor. Yeni sistemiyle oldukça iddialı olan firma yaptığı açıklamasında XPS 730 H2C ile kullanıcıların günümüzün popüler oyunlarından biri olan ve tam bir "kaynak emici" olarak nitelendirilen Crysis'i 1920x1200 çözünürlüğünde 30FPS+ seviyesinde oynayabileceklerini iddia ediyor.
    XPS 730 HC2'nin sistem konfigürasyonu açıkçası görenleri etkilemeyi başarıyor. Ürün üzerinde Intel'in en azından şu an için son kullanıcılara sunduğu en yüksek performanslı işlemci olan Core 2 Extreme QX9770 yer alıyor. Standart olarak 3.2Gz'de çalışan bu işlemci Dell tarafından fabrika çıkışı overclock edilerek 3.8GHz'e çıkartılmış durumda. Tabi 45nm üretim teknolojisi ile hazırlanan işlemcinin 12MB seviye 2 belleğe ve 1600MHz FSB hızına sahip olduğunu da belirtmekte yarar var. Yüksek performanslı işlemci ile oldukça iddialı olan sistemin bileşen alt yapısının kontrolü ise Nvidia'nın Intel platformu için hazırladığı en yeni yonga seti olan nForce 790i SLI tabanlı anakarta bırakılmış durumda. Bazı uzmanlara göre nForce 790i SLI sahip olduğu bazı ufak handikaplara rağmen X48'den bile daha iyi bir çözüm olarak değerlendiriliyor. 1600MHz'e kadar FSB ve 45nm Penryn işlemcilerine tam destek sunan çipset ayrıca Triple SLI desteğiyle de dikkatleri çekiyor. Tabi yonga setinin DDR3 bellek kullanımına olanak tanıdığını DDR2'ler içinse malesef kapının kapalı olduğunu da hatırlatmakta yarar var.
    İşlemci ve yonga seti açısından günümüzün en güncel ve iddialı çözümlerinden ikisine sahip olan Dell XPS 730 H2C'nin özellikleri tahmin edebileceğiniz üzere bunlar ile sınırlı değil elbette. Pek çoğumuzun özellikle sistemin grafik alt yapısını merak ettiğini biliyoruz. XPS serisinin en yeni temsilcisi olan 730 H2C üzerinde kullanıcılar Nvidia veya ATi tabanlı alternatifleri değerlendirebiliyorlar. Dileyen kullanıcılar iki adet çift grafik işlemcili Radeon HD 3870 X2 modelini Quad Crossfire konfigürasyonunda tercih edebilirken diğer kullanıcılar ise SLI modunda çalışan GeForce 8800GT alternatifine yönelebilirler. Bellek tercihi konusunda ise Dell, DDR3 kullanımına yönelmiş gibi görünüyor. Zira sistem üzerinde önde gelen bellek üreticilerinden Corsair'in performans odaklı çözümlerini konumlandırdığı Dominator serisi dahilinde hazırlanan ve 1600MHz'de görev yapan tolam 4GB'lık bellek kullanılıyor. Tabi 4GB'lık yüksek bellek kapasitesinin hakkını verebilmek için 64-bit işletim sistemi kullanılması gerektiğini de hatırlatmakta yarar var. XPS 730 H2C'nin sunduğu depolama kapasitesi de sistemin diğer özellikleri kadar iddialı.
    Yeni sistem ile birlikte kullanıcılar 3TB'a kadar depolama alanına sahip olabiliyorlar. 3TB'lık alan günümüz kullanıcılarının oyun ve depolama ihtiyaçlarını fazlası ile karşılayabilecek oldukça iddialı bir kapasitesi. Tabi dileyen kullanıcılar sistemi daha mütevazi kapasitelerle birlikte satın alabilecekler. Optik sürücü tercihi konusunda da XPS 730 H2C iddiasını ortaya koymayı başarıyor. Zira ürün üzerinde Blu Ray sürücüsü geliyor ki geçtiğimiz aylarda Toshiba, HD DVD operasyonlarını durduğunu açıklamış ve yüksek tanımlı medya pazarında Sony'nin Blu Ray formatı tek alternatif olarak kalmayı başarmış, önde gelen film stüdyoları da arka arkaya bahsi geçen format için yeni içeriklerini duyurmaya başlamışlardı. Şu an için maliyet açısından DVD'lerin yerini alacakmış izlenimi çiziyor olmasa da Sony, Blu Ray'in yaygınlaşması ve ortak standart olması açısından elinden gelen herşeyi yapacağını hemen her toplantı da dile getirmekten de geri kalmıyor. Bununla birlikte Dell cephesinden yapılan açıklamalara göre XPS 730 H2C aynı seri dahilinde şimdiye kadar hazırlanan diğer tüm sistemlerden çok daha verimli çalışmakta. Özelleştirilmiş su soğutma sistemi ile desteklenen sistem dinamik hız kontrolü ile de dikkatleri çekmeyi başarıyor ve bu sayede güç verimliliği ve gürültü konusunda sistem yük durumuna göre otomatik düzenleme yapılabildiği ifade ediliyor.
    XPS serisi dahilinde hazırlanan diğer tüm sistemler gibi özel aydınlatması ve geniş iç hacmi ile dikkat çeken kasası ile de meraklı bakışların odağı olan yeni sistem Microsoft'un Windows Vista işletim sistemi ile birlikte geliyor. Performans ve konfigürasyon konusundaki iddiası son derece net olan sistemin merak edilen detaylarından biri de maliyeti. Bu konuda beklenti ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda maliyetin azalabileceği yada artabileceğini söyleyebilmek mümkün. Zira H2C yani özelleştirilmiş su soğutma sistemine sahip olan versiyonu (Kırmıız ve Mavi renk alternatifleriyle) 5000$'dan başlayan sistemin H2C olmayan versiyonu ise Gümüş renk alternatifi ile 4000$'lık başlangıç fiyatına sahip. Hızlı bir hafta geçiren Dell, masaüstü için hazırlanan XPS 730 H2C'nin yanı sıra dizüstü bilgisayar dünyası için de oldukça iddialı bir model duyurusu gerçekleştirdi. Firmanın alt iştiraki olan, hazırladığı performans sistemleri ve sahip olduğu özel kasa tasarımları ile kullanıcıların her zaman ilgi gösterdiği firmalardan biri olan Alienware, yüksek performans segmentine yönelik olarak yeni dizsütü bilgisayarı m17x'i duyurdu. Bazı kaynaklara göre, dünyanın en hızlı dizüstü bilgisayarı olarak değerlendirilen bu sistem teknik özellikleri ve tasarım detayları ile dikkat çekmeyi başarıyor.
    Dizüstü bilgisayarlar ile oyun oynanmaz, mobil donanımlar masaüstü versiyonları kadar güçlü değil diye düşünen sınıfta yer alıyorsanız bu haberimiz özellike dikkatinizi çekebilir. Pek çok bağımsız araştırma kuruluşunun yayınladığı araştırma ve rapor sonuçlarına göre, dizüstü bilgisayar dünyasında satışlar her geçen yıl biraz daha artacak ve önümüzdeki yıllarda dizüstü bilgisayarlar masaüstü bilgisayarların yerlerini alacak gibi görünüyor. Bu konuda yetkililer günümüz dizüstü bilgisayarlarının masaüstü bilgisayarların yerini, UMPC olarak bilinen ultra taşınabilir bilgisayarların ise mevcut dizüstü bilgisayarların yerini alacağını iddia ediyor. Tabi hızla büyüyen dizüstü bilgisayar pazarında "Desktop Replacement" olarak bilinen özel bir segment te her geçen gün popülaritasini biraz daha arttırıyor. Öncelikle bu segmentte yer alan sistemlerin kesinlikle taşınabilirlik odaklı hazırlanmadığını temel gayenin masaüstü bilgisayarların performansını aratmayacak konfigürasyonların taşınabilir bir kılıf içerisinde sunulmak istendiğini belirtmekte yarar var. Alienware'in yeni sistemi de bu açıdan oldukça dikkat çekici. Dilerseniz şimdi hep birlikte Alienware'in yeni sistemi m17x'i yakından tanımaya başlayalım.
    Tahmin edebileceğiniz üzere m17x, Intel'in güncel mobil platformunu temel alıyor. Ürün üzerinde Intel'in Extreme serisi dahilinde yer alan mobil işlemcileri kullanılıyor. Tabi spesifik işlemci modelinin kullanıcı odaklı olarak bütçeye göre tercih edilebileceğini de belirtmekte yarar var. Bu noktada Intel'in en azından şu an için 45nm üretim teknolojisine geçen yegane firma olduğunu ve bu sayede elde edilen nanometrik küçülmenin ısıl güç tasarımı konusunda çeşitli avantajlar sağlayabileceğini de hatırlamakta yarar var. Alienware'in m17x kod adlı yeni mobil sisteminin grafik yükünü ise Nvidia'nın hazırladığı mobil gpu çözümleri sırtlıyor. Sistem dahilinde hem Nvidia'nın hemde mobil dünyanın şu an için alınabilecek en iddialı grafik çözümü olan GeForce 8800M GTX'in çifti SLI konfigürasyonunda görev yapıyor. 667MHz'de çalışan 4GB'lık DDR2 bellek ile donatılan sistem üzerinde kullanıcılar 1.5TB'a kadar farlı kapasitelerde depolama opsiyonunu tercih edebiliyorlar. Son derece güçlü olan grafik alt yapısı 1920 x 1200 çözünürlüğünü destekleyebilen yani Full HD formunda olan 17" boyutundaki özel bir ekran ile desteklenmiş. Yani kullanıcılar çift grafik işlemcisi ile elde edecekleri akıcı grafiklerin keyfini yüksek çözünürlüklü büyük ekran üzerinde sürebilecekler.
    Depolama çözümleri için RAID 0 konfigürasyonunu destekleyebilen sistem, yüksek tanımlı videolar için donanımsal hızlandırma da sağlayabiliyor. Kısacası yüksek performans ve akıcı 3D grafiklerinin yanı sıra sistem çoklu ortam merkezi olma konusunda da oldukça hevesli. Gelişmiş sistem kontrolü için "dokunmatik" olarak tasarlanan hızlı fonksiyon tuşlarına sahip olan sistem, Alienware'in diğer dizüstü bilgisayarlarında da gördüğümüz AlienFX kod adlı özel aydınlatma teknolojisi ile birlikte geliyor. Stealth mod adı verilen özel bir güç yönetim teknolojisine de sahip olan sistem, 12 hücreli pil ile desteklenmiş durumda. Çoklu ortam için 8x hızında kayıt yapabilen çok formatlı DVD yazıcı ile gelen sistem, subwoofer destekli çift hoparlör ile de zenginleştirilmiş. Mevcut kablosuz ağ teknolojilerini de destekleyebilen m17x, Bluetooth 2.0 özelliğine de sahip. Tasarım ve teknik özellikleri ile dikkat çekici olmayan başaran Alienware m17x'in fiyatı ise 2199$'dan başlıyor. Tabi bahsettiğimiz özelliklerinin tamamına sahip olan tam dolu sistemin maliyetinin ise 6500$'ı bulabildiğini belirtmekte de yarar var.