Forum Zero
ForumZero

Mustafa Kemal ve Filistin 15,08,06

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Zero

  • Administrator
  • *
    • İleti: 1.757
    • Rep: 3153
    • Cinsiyet:Bay
    • Profili Görüntüle
İsrail’in Lübnan’a saldırması ve yüzlerce sivili öldürmesi büyük infiallere yol açtı.





Bazı çevreler söz konusu infiali etkisizleştirmek amacıyla bir yandan “İsrail’in bir devlet olarak bir ‘terör örgütü’ olan Hizbullah’a karşı kendini savunma hakkı olduğu”nu propaganda ederken -ki bunlardan en çiğ demeci CHP Manisa Milletvekili Nuri Çilingir verdi-, bir kısmı da, Türkiye’nin Mustafa Kemal ile “yüzünü Batı’ya çevirdiğini, Arapların veya Filistinlilerin sorununun bizi ilgilendirmediği”ni yazdılar.



Bu ülkede en çok istismar edilen şahsiyetlerden biri hiç kuşkusuz Mustafa Kemal’dir. “İsrail’in gizli müttefikleri ve muhipleri (sevenleri)” hiç vakit kaybetmeden bu istismara başvurmayı ihmal etmediler. Son günlerde ortaya çıkarılan bir belge ise Mustafa Kemal’in Arap âlemi ve Filistin meselesiyle ne kadar ilgili olduğunu ortaya koydu.



Söz konusu belgeyi, geçen hafta Dünya Gündemi gazetesi, dün de Halka ve Olaylara Tercüman gazetesi yayınladı. Belge, İçişleri Bakanlığı Matbuat Umum Müdürlüğü antetini ve 20 Ağustos 1937 tarihini taşıyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Cumhurbaşkanlığı’na hitaben yazdığı ön sunuş yazısında “Bombay Chronicle gazetesinin 27.8.1937 tarihli nüshasında ‘Filistin’e el sürülemez, Kemal Paşa Avrupa’ya ihtar ediyor’ başlığı altında bir yazı intişar etmiştir. Bu yazının Türkçe örneği ilişik olarak sunulmuştur. Bu vesile ile saygılarımı tekrarlarım.” demektedir.



Mustafa Kemal’in, Meclis’te yaptığı bu konuşmayı, önce, Ankara’da Türkçe yayınlanan Hakimiyeti Milliye gazetesi yayınlamış. Hindistan’da yayınlanan Bombay Chronicle gazetesi de bu açıklamayı Hakimiyeti Milliye gazetesinden almış. Aslı Ankara’da Milli Arşiv’de 030 10 266 793 25 numaralı dosyada saklı tutulan belgeye göre, Mustafa Kemal’in Kutsal Topraklar’la ilgili olarak Meclis’te yaptığı bu konuşmanın tam metni şöyledir:



“Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcud olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.”



“Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmiyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen Peygamber’in son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında (altında) bulunmasına müsaade etmiyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.”



Mustafa Kemal’in bu sözlerinden, Filistin’le çok yakından ilgili olduğu anlaşılıyor. Muhtemelen yakın vadede bölgede bir “Yahudi devleti”nin kurulacağı”nı kestirmiş olmalı. Nitekim bu konuşmadan 11 sene sonra İsrail devleti kurduruldu. Misak-ı Milli ile yeni Türkiye sınırlarını çizmiş, ama Mustafa Kemal’in asıl ve nihai düşünceleri açısından bölgeye olan ilgi kesilmiş değil; onun düşüncesine göre -ki Cemaleddin Efgani ile bu konuda aynı görüşteydi- Müslüman kavimler tek tek bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, zamanı gelince -eğer isterlerse- bir araya gelip kendi aralarında bir birlik kurabilirler (kurmalıdırlar). Mustafa Kemal, “Batı’ya rağmen Batılılaşma” politikasını izliyordu. Öyle de olsa, kesin olarak inandığı şuydu ki, Türkiye Batı içinde bağımsızlığını ve varlığını devam ettiremez; Türkiye’nin bekası İslam dünyası ile olan ilişkilerinin yeniden ve çok daha sağlam bir zeminde kurulmasına bağlıdır. BOP ve bu çerçevede yayınlanan “haritalar” bunun hiç de yersiz bir korku olmadığını gösteriyor. BM’yi hiçbir zaman kaale almamış İsrail’in isteği üzerine bölgeye asker göndermeye çalışan Türk yetkililerin meseleye bir de bu açıdan bakmalarını öneririz.





Zaman "Ali Bulaç"
ForumZero♥♥♥